sahil boyunca ilerlememiz gerekiyor, dağları aşıp, yeni bir sinyal yakarız. | Open Subtitles | يجب أن نبحر للأمام على طول الساحل و نبتعد عن الجبال و نشعل النيران |
Ağır zırhlarla donanmış askerleri sahil boyunca taşımak için tasarlanan arabalar insanları kendine hayran bıraktığı derecede korkutuyordu da. | Open Subtitles | مصممة بحيث تحمل جنوداً مدججين بالسلاح علي طول الساحل لقد أذهلت وروعت سواء بسواء |
Biri hariç hepsi.O diğeri de güney kıyısında vurgun yemiş. | Open Subtitles | تقريباً واحدة بالرغم من أنهم متفرقون على طول الساحل الجنوبي |
Toplam kıyı şeridi uzunlukları Amerika ve Çinin iki katı kadar | Open Subtitles | طول الساحل لكليهما معاً يبلغ حجم أمريكا والصين بمرتين. |
Nijerya bir ülke olmadan önce içlerdeki derelerin balıkçıları Lagos lagununa gelmeye başladı ve kıyı boyunca köyler kurdular. | TED | قبل أن تصبح نيجيريا دولة، بدء الصيادون من الجداول المائية النزول إلى بحيرة لاغوس وأنشأوا القرى على طول الساحل. |
Güneyden esen bu köpekbalığı rüzgarı, bütün suyu kuzey sınırına doğru itecek yani kıyıdaki evlerin büyük hasar görmesi bekleniyor ve endişelenmemiz gereken diğer... | Open Subtitles | لدينا الرياح جنوبية محملة بأسماك القرش تجري هنا تدفع كل المياه شمالا هنا لذلك يمكننا أن نرى ضررا كبيرا للمنازل التي على طول الساحل |
Günler içinde doğu yakası kıyısı boyunca dağılmış olacak. | Open Subtitles | خلال أيّام، سينتشر على طول الساحل الشرقيّ. |
toplu göç raporları ve sahil şeridi binlerce deniz hayvanı arasından Avrupa sahil şeridi boyunca öncüler gibi görünüyor tutulmaya. | Open Subtitles | تقارير عن هجرات جماعية وتمضي بأتجاه والألاف من الحيوانات البحرية على طول الساحل الأوروبي يبُد ان تكون نذور لأجل الكسوف |
sahil boyunca devriye vardı ve hava çok soğuktu. | Open Subtitles | كانت الدوريات منتشرة على طول الساحل وكان الجو بارداً |
sahil boyunca kolları dolaşırlar. Herhangi bir yerde olabilir. | Open Subtitles | هناك فروع للنادي على طول الساحل قد يكون في أي مكان |
Dört uçağımız sahil boyunca devriye geziyor. | Open Subtitles | لدي أربعة دوريات يدرون على طول الساحل |
O andan beri, sahil boyunca arabayla yol alıyorduk. | Open Subtitles | كنا نقود على طول الساحل منذ ذلك الحين |
sahil boyunca devam ettim. | Open Subtitles | وبدأت بشق طريقي على طول الساحل |
Evet, sahil boyunca yürüyüp aşçıya ulaşacağız. | Open Subtitles | اجل ، على طول الساحل. (حتىنصلالى(الطباخ. |
Avusturalya'nın tropikal kıyısında 2,000 km boyunca uzanan, gerçekten tek kelimeyle, dünyanın yaşayan en geniş yapısıdır. | Open Subtitles | يمتد لأكثر من 2000 كلم على طول الساحل الاستوائي من أستراليا, هو بكل بساطة أكبر نسيج حي على هذا الكوكب. |
Nüfusun çoğu, doğu kıyısında ve güney tarafında yoğunlaşmış durumda ama bunlar dostumuz Danny Bones'dan aldığımız koordinatlar. | Open Subtitles | معظم السكان منتشرون على طول الساحل الغربي للقارة الجنوبية الأحداثيات |
O zamanlar, son buz çağının ortalarında, deniz seviyesi günümüzden 120 metre daha aşağıdaydı, kıyı şeridi şu yönde ve 30km kadardı. | Open Subtitles | عندئذ, في منتصف العصر الجليدي الأخير, كان مستوى سطح البحر أقل من 120 مترا عن ما هو عليه اليوم, وكان طول الساحل حوالي 30 كم في هذا الاتجاه. |
Bir tekne alıp kıyı şeridi boyunca demir alacağız. | Open Subtitles | سنقوم شراء قارب ومرساة على طول الساحل. |
Göç eden turnalar şu ana dek kıyı boyunca yaklaşık 2,000 km. yol kat ettiler. | Open Subtitles | المهاجره وحتى الآن تسافر أكثر من 2,000 كيلومتر جنوبا على طول الساحل |
Yaz yağmurları kısa sürebilir ve yağmur durduğunda su seviyesi kıyı boyunca birçok ırmakta hızla düşer. | Open Subtitles | قد تكون الأمطار الصيفية قصيرة، وعندما تتوقّف فإن منسوب الماء في العديد من الأنهار على طول الساحل يهبط بسرعة |
Belki tepeleri, belki de kıyıdaki bir şeyleri. | Open Subtitles | ربما بعض النقاط على طول الساحل |
Doğu deniz kıyısı boyunca tipi uyarısı var. | Open Subtitles | تحذير عاصفة ثلجية قوية على طول الساحل الشرقي. |
1990'da, doğu sahil şeridi boyunca yayılmış, on kurban bulundu. | Open Subtitles | بحلول 1990 وجدنا 10 ضحايا, على طول الساحل الشرقي. |