"طول النهار" - Translation from Arabic to Turkish

    • bütün gün
        
    • tüm gün
        
    • Tüm sabah
        
    En çekici adam geldi, ve bütün gün onu giydirmek zorundaydım! Open Subtitles الرجل الأكثر محبوبية جاء وأنا كان علي أن ألبسه طول النهار
    Gerçekten de, "bütün gün. Bütün gece. Onu düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum" dediler. TED فى الواقع كانوا يقولون :طول النهار و طول الليل ، انا لا أستطيع أبداً أن أتوقف عن التفكير فيه أو فيها
    Biraz aspirinin var mı? bütün gün bitmeyen çok kötü bir baş ağrım var. Open Subtitles هل لديك اي اسبيرين لقد عانيت طول النهار من الصداع اللعين
    Aksi taktirde hepiniz tüm gün ve gece burada böyle dikilirsiniz. Open Subtitles او سوف تقفون هنا لو ظل ذلك طول النهار واليل؟
    tüm gün benzin kuyruğunda bekledim. Open Subtitles وانا انتظرت طول النهار واقفة في إنتظار الغاز
    Tüm hafta sonu... sen ve ben, tüm gün ve tüm gece, saatlerce... beraber olacağız. Open Subtitles في العطلة الاسبوعية انت وأنا .. طول النهار والليل ..
    Tüm sabah boyunca sana ulaşmaya çalıştım. Her şey yolunda mı? Open Subtitles لقد حاولت الأتصال بيكي طول النهار هل كل شئ على مايرام؟
    Daha sonra 1905 yılı 11 Haziran öğleden sonra bütün gün kazdı ve gitmeye hazırlandı. Open Subtitles وبعد ذلك ، متأخرا في المساء في11جوان1905، حفر طول النهار ، ثم إستعد للذهاب ولكنه هذه المرةإختارطريقاآخر للذهاب،
    En çekici adam geldi, ve bütün gün onu giydirmek zorundaydım! Open Subtitles الرجلالأكثرمحبوبيةجاء , وأنا كان علي أن ألبسه طول النهار
    Bu pek Chapel atışına benzemiyordu ama böyle devam ederse bütün gün top çağıracak gibi duruyor. Open Subtitles هذا النوع من رمي الطابات ، الذي من شأنه أن يجعل ٌ تشاب ٌ يبدو جامعا للطابات ، طول النهار برمته
    Once benimkini yapman gerekiyor. Yönetmenin bana bütün gün ihtiyacı var. Open Subtitles انتي يجب ان تعملي الآن المدير يحتاجني طول النهار
    Yokluğunu fark etmediniz mi? Hayır, sabah mesaisinde çalışır, o yüzden genelde bütün gün uyur. Open Subtitles كلا، هو يعمل في المناوبة الصباحية، لذا في العادة ينام طول النهار.
    Oturup bunun hakkında bütün gün hayal kuruyor falan değilim. Open Subtitles الأمر ليس و كأنني أقضي طول النهار أفكر بهذا
    bütün gün bu uzay elbisesini giymek istemiyorum. Open Subtitles حقاً، أنا لا أَتطلع لارتداء هذه البدلة الفضائية طول النهار
    bütün gün kıçının üzerine oturup hiç bir şey yapmadan çek tahsil etme fikri hoşuma gitmiyor. Open Subtitles لا احب فكرة جلوسك علي مؤخرتك طول النهار تجمع شيكات من عمل لا شئ
    tüm gün çalıştık, saat 6'da yemeğimizi yedik. Open Subtitles عملنا طول النهار , وتناولنا العشاء الساعه 6: 00
    Şayet vücudunuzla gurur duymak ve tüm gün çıplak bir şekilde ata binmeyi istemek sizi yabani yapıyorsa, o zaman, allah'tan, bir yabaniyle içki içiyorsunuz. Open Subtitles اذا كنتى فخورة بجسدك... واردتى ان تمشى وانت عارية... طول النهار,وهذا سوف يجعل منك همجية.
    Şayet vücudunuzla gurur duymak ve tüm gün çıplak bir şekilde ata binmeyi istemek sizi yabani yapıyorsa, o zaman, allah'tan, bir yabaniyle içki içiyorsunuz. Open Subtitles اذا كنتى فخورة بجسدك... واردتى ان تمشى وانت عارية... طول النهار,وهذا سوف يجعل منك همجية.
    Kusura bakma daha erken gelemedim. tüm gün Ray'e yardım ettim. Open Subtitles أنا آسف لأني لم أكن هنا كنت أساعد (راي) طول النهار
    tüm gün boyunca gözümü ayırmadan bunu seyredebilirim. Open Subtitles أستطيع أن - أن أحدق بك طول النهار
    Tüm sabah uyuyabilirsin. Open Subtitles يمكنك النوم طول النهار

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more