"طويلةً" - Translation from Arabic to Turkish

• uzun
• çok

Eğer, yeterince uzun yaşarsan, her şeyin mümkün olduğunu görürsün.
حسنا، إن عشت فترةً طويلةً كفايةً، كل شيء يصبح ممكناً

Bu soru beni kişisel olarak uzun zamandır düşündürüyor.
قضّ هذا السؤال مضجعي فترةً طويلةً من الزمن

Ve kasabadaki Belediye Başkanı yetkileri ile ona karşı açılan davalar çok uzun ve nafile olacaktır.
و نظراً لنفوذ العمدة في هذه البلدة، ستكون أيّة دعوةٍ ضدّها طويلةً مديدةً و عقيمة.

Çünkü vereceğin karara göre bunu çok uzun süre yapamayabilirsin.
إذ أنّه قد لا يتسنّى لكِ فعل ذلك مدّة طويلةً بناءً على ما تقرّرين

Bu mektup uzun süredir yanımda kalmış, yollamayı unutmuşum.
لقد صارت هذه الرسالة طويلةً للغاية دون أدرك ذلك حتى

Planım uzun ve zengin bir hayat yaşamak.
إنَّ خطتي هي أن أعيشُ حياةً طويلةً ومزدهرة

Takım giymenin seni profesyonel yapmadığını uzun zaman önce öğrendim.
حسناً, لقد تعلمتُ منذُ فترةٍ طويلةً بأنَّ إرتدائِكَـ لبزاتٍ لا يجعلُكَـ محترفاً

çok, çok uzun bir ömür sürersiniz umarım.
أنا آملُ أن تعيشَ مطوّلاً، مدّةً طويلةً.

Yapacaklarını önceden planlarsan bir hafta aslında çok uzun değil.
الأسبوع ليس فترةً طويلةً حين تخططين لكل الأشياء التي تريدين فعلها.

Ama çoğu zaman bir seçeneğiniz olur, acısız ama kısa bir hayat mı isteriz yoksa sonuna kadar büyük acılar içinde geçecek daha uzun bir hayat mı?
لأنه لديك الخيار في أغلب الأحيان هل تريد حياةً قصيرةً خالية من الألم أم حياةً طويلةً قد تكون مليئةً بالألم حتى النهاية؟

uzun bir yolu seni görmek için geldim.
جِئتُ من مسافةً طويلةً لرُؤيتك

uzun ve gürültülü--
صرخةً طويلةً جداً وعاليةً جداً

"Ömrüm uzun da olsa, kısa da olsa, tümüyle..."
أقرّ بأن حياتي بأكملها طويلةً كانت أو قصيرة...

Hepimiz için uzun ve zor bir gece oldu.
كانت ليلةً طويلةً و شاقّةً علينا جميعاً

- çok uzun zaman önce. - Bakın, bu çok saçma.
. منذُ فترةً طويلةً مضت - . حسناً ، أتعلم ماذا ؟

Evlatlık verildiği evlerde çok zaman geçirmiş.
أمضتْ أوقاتاً طويلةً في دور رعاية.