hayal edin, bir adadasınız, penguenleri görmeyi umut ediyorsunuz Ve bir El Nino olayının tam ortasındasınız Ve hiç penguen yok. | TED | و يمكنكم ان تتصوروا أن تكونوا على جزيرة تأملون رؤية طيور البطريق في نفس وقت حدوث إل نينو و لا تجدونها |
Ve sonunda biz burda 9 yılımızı hükümeti petrole bulanmış pek çok penguen olduğuna ikna etmeye çalışarak geçirdik. | TED | وبذلك انتهى بنا المطاف نقضي تسع سنوات في إقناع الحكومة بموضوع وجود الكثير من طيور البطريق الغارقة في النفط |
ama gerçekte Arjantina’ya gittiğimizde, çok sık olarak tamamen petrole bulanmış pek çok penguen bulduk. | TED | و لكن في الحقيقة حين ذهبنا إلى الأرجنتين وجدنا أن اغلب طيور البطريق مغطاة تماماً بالنفط |
Yani penguenler inanılmaz atletlerdir. | TED | إذن فالخلاصة هي أن طيور البطريق مخلوقات رياضية مدهشة |
Ama Galapagos’unda bundan etkilendiğini ben penguenler üzerine çalışmaya giderken bilmiyorduk. | TED | و لكنا لم نكن نعرف أن هذا الأمر يؤثر على غالاباغوس حين ذهبت لدراسة طيور البطريق |
Bize bağışta bulunanları birkaç bin dolar daha vermeye ikna etmek için penguenlerin arkasina uydu etiketi yapıştırdım. | TED | في محاولة لإقناع المتبرعين في إعطائنا بضعة آلاف من الدولارات لإلصاق بطاقات القمر الصناعي على ظهور طيور البطريق |
Arjantina’da petrole bulanmış penguen bulamazsınız, | TED | لا يمكنكم إيجاد طيور البطريق الغارقة في النفط في الأرجنتين |
işte şimdi burada gördüğümüz gibi çok daha az penguen petrole bulanmış. | TED | و لذا مانراه الآن القليل من طيور البطريق المغطاة بالنفط |
Denizin dibine biz insek ne olur yanımıza penguen ve doğal yiyecekler alırız ? | Open Subtitles | ماذا لو نزلنا الى سيوورلد وحصل على طيور البطريق يفعل مشهد المهد؟ |
Şimdi canlı penguen testine girmeye kim hazır bakalım? | Open Subtitles | آخر الذي هو على استعداد لاختبار طيور البطريق يعيش؟ |
Şey sanırım hepimiz penguen olamayız, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أن الجميع طيور البطريق لا يمكن أن يكون، أليس كذلك؟ |
Fakat adada çok fazla penguen olması işleri kolaylaştırmıyor. | Open Subtitles | ولكن الحقيقة أن هناك الكثير من طيور البطريق على الجزيرة الا تجعل من الأمر سهلا. |
İlk defa sülfür kokladık, penguen kokusundan sonra biraz rahatlık verdi. | Open Subtitles | هذه هي المرة الأولى التي اشتم بها رائحة الكبريت، وهي موضع ترحيب عن رائحة طيور البطريق. |
Aynı şey penguenler için de geçerli | TED | و هذا الأمر ينطبق على طيور البطريق أيضاً |
Ve penguenler de bu sürece dahil oldular bazen yardim ederek bazen de etmeyerek | TED | و تشارك دائماً طيور البطريق في مساعدتنا أو عدم مساعدتنا بشكلٍ أو بآخر |
Ki kesinlikle penguenler ile ilgili başka bir film ile geri gelmeye niyetim yoktu. | Open Subtitles | رغم أني غادرت ولا شك فأنا لم أود الخروج. في فيلم آخر عن طيور البطريق. |
işte ben Magellenic penguenleri üzerinde çalışmaya gittiğimde, hiç bir problemim yoktu. | TED | إذن حين ذهبت لدراسة طيور البطريق الماجلانية لم أواجه أية مشاكل |
Bu Punta Tombo’nun şubatta çekilmiş bir resmi Sahildeki tüm penguenleri gösteriyor. | TED | هذه الصور لمنطقة بونتا تومبو في شهر فبراير تظهر فيها جميع طيور البطريق على طول الشاطيء |
şimdi size etkilenen penguenleri göstermek istiyorum | TED | و لذا أود أن أريكم الآن أن طيور البطريق هناك متأثرة |
Burda 2003 senesinde, gördüğünüz gibi bütün bu noktalar penguenlerin olduğu yerler. her aile yarımdan biraz fazla yavru yetiştiriyor. | TED | كما ترون هنا في العام 2003 تشير جميع هذه النقاط إلى أماكن وجود طيور البطريق التي تربي فيها مايزيد عن نصف الفراخ |
penguenlerin her gece gittiği bir kumsal var. | Open Subtitles | هناك شاطئ حيث تذهب طيور البطريق كلّ ليلة |