"طُعن" - Translation from Arabic to Turkish

    • bıçaklanmış
        
    • bıçaklandı
        
    • bıçaklanarak
        
    • saplanmış
        
    • bıçaklandığını
        
    • bıçaklandık
        
    • bıçaklandığı
        
    • bıçaklanmıştı
        
    • bıçaklandıktan
        
    • bıçaklanırken
        
    Kapanış saatinde şu bardan çıktıktan sonra kalbinden bıçaklanmış. Open Subtitles طُعن في قلبه بعد أن خرج من تلك الحانة عند وقت الإغلاق
    Vurulmuş, bıçaklanmış asla ölmüyormuş. Open Subtitles .. لقد تم اطلاق الرصاص عليه لقد طُعن إنه لا يموت أبداً
    Sırtının alt yanından belli bir kuvvet kullanılarak bıçaklanmış. Open Subtitles هذا المسكين طُعن فى اسفل ظهره ببعض القوة
    O eleman ne diye bıçaklandı? Open Subtitles لماذ طُعن ذلك الرجل؟
    Geri dönerken, bıçaklandı. Open Subtitles في طريق عودته، طُعن.
    Bu sabah Everglades'te bıçaklanarak öldürüldü. Open Subtitles طُعن حتى الموت في محميات الايفرجلايدز هذا الصباح
    Elite Chef mutfağında ölümüne bıçaklanmış. Open Subtitles لقد طُعن حتى الموت فى مطبخ الطاهى الافضل
    Kurban bıçaklanmış ve ambulans gelmeden kan kaybından ölmüş. Open Subtitles لقد طُعن الضحية ونزف حتى الموت قبل وصول المُسعفين
    Ve bir sorunu var. Görünüşe göre bir çiftçi bıçaklanmış. Open Subtitles و لديه مشكلة يبدو أن مزارعاً طُعن
    Boynundan bıçaklanmış. Gece saat on sıralarında. Open Subtitles طُعن في العنق، حوالي الساعة العاشرة
    - Rastgele saldırı, üç kişi bıçaklanmış. Open Subtitles هجوم عشوائى على أثره طُعن ثلاثة أشخاص
    Yani daha önce de mi bıçaklanmış? Open Subtitles مثلما طُعن بنفس المنطقة مسبقاً ؟
    En küçüğünüz bıçaklanmış diye duydum. Bu mu yaptı? Open Subtitles ،سمعتُ أنّ صديقنا طُعن أهذا منْ فعل؟
    James'in yaptığı buydu ve işinin ortasında 13 kere bıçaklandı, tahliyesinden yalnızca iki hafta önce. Open Subtitles ، (هذا مافعله (جيمس و قد طُعن ثلاثة عشر مرّة . و مابقي له إلاّ أسبوعان حتّى موعد خروجه
    Bay Bray'in bulduğu kanıta göre Colin kalbinden bıçaklandı. Open Subtitles يشير الدليل الذي إكتشفه السيد (براي) أن (كولن) قد طُعن في القلب.
    Vibora Ruiz, bıçaklandı ve kan kaybetmeye bırakıldı. Open Subtitles و هو ذا (فيبورا رويز) طُعن وتُرك لينزف حتى الموت
    Son olarak, suç ortağı tarafından bıçaklanarak öldürülmüş. Open Subtitles في النهاية ، طُعن حتى الموت من قِبل زميل مُدان
    Fırsat budur. Onun boğazına saplanmış küçük bir kesici aletleri var. Open Subtitles لديهم أداة تشذيب صغيرة طُعن بها في حلقه.
    Buz kıracağıyla veya tığ ile bıçaklandığını sanmışlar. Open Subtitles ولكنهم لم يجدوا رصاصة، يرجحون أنه طُعن بسكين للثلج أو خزّامة
    İkimiz de kalbimizden bıçaklandık. Open Subtitles لقد طُعن كلانا في القلب.
    - Adamın bıçaklandığı kesin zamanı bilmiyoruz. Open Subtitles - نحن لا نعرف الوقت الذي طُعن فيه هذا الرجل
    Kurban, gözünden bıçaklanmıştı. Belirgin bir birikinti arıyoruz. Open Subtitles إذا طُعن الضحية في العين فنحنُ نبحث عن بحيرة كبيرة من الدم
    Bu, 23 kere bıçaklandıktan ve iki orta parmağı da kesildikten sonra çekilmiş. Open Subtitles هذه الصورة بعدما طُعن 23 مرة وبُتر إصبعاه الأوسطان.
    Kurban bıçaklanırken kullanılan bıçak gümüş kaplamaydı. Open Subtitles السكين الذي طُعن به ضحيّتنا مُصفح بالفضة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more