Tamam, saatlik düsünelim. Bazi özel durumlar oldu, o yüzden... | Open Subtitles | دعني أفكر بها كساعات عمل وبسبب أنه كان هناك ظروف خاصة |
Bak, bunların özel durumlar olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | هذا انا اتفهم ان هذه ظروف خاصة |
Ayrıcalıklar isterim özel durumlar, özel istihkaklar. | Open Subtitles | كنت اريد... ظروف خاصة .. مؤن خاصة |
özel şartlar altında bir cinayetle birlikte keskin nişancı tüfeği. | Open Subtitles | بندقيّة قنّاص... عمل كمين، القتل تحت ظروف خاصة |
özel şartlar söz konusuydu. | Open Subtitles | لقد كانت ظروف خاصة |
Evet bunu anlıyoruz ama şu an özel bir durum var. | Open Subtitles | أجل , نحن نتفهم ذلك , لكن هذه ظروف خاصة |
- Bunlar özel durumlar Johnston. | Open Subtitles | -حسنا.. هذه ظروف خاصة , جزنستون. |
- Bunlar özel durumlar Johnston. | Open Subtitles | هذه ظروف خاصة , جزنستون. |
özel durumlar vardı. | Open Subtitles | كانت هناك ظروف خاصة |
Bunlar çok özel durumlar. | Open Subtitles | هذه ظروف خاصة |
Özel Ajan Macy'nin dosyasına göre geçen yıl özel şartlar gereği Los Angeles'taki bürodan ayrılıp Marsilya'daki Kuvvet Koruma Birliği'ne geçmiş. | Open Subtitles | وفقاً للملف الشخصي للعميلة (مايسي)، فهي غادرت مكتب "لوس أنجلوس" العام الماضي بسبب ظروف خاصة. تم نقلها إلى كتيبة الحماية السرية في "مرسيليا" |
- Çünkü özel bir durum var. | Open Subtitles | -هذه ظروف خاصة |