"ظللت أفكر" - Translation from Arabic to Turkish

    • düşünüp durdum
        
    • düşünüp duruyordum
        
    • düşünüp duruyorum
        
    Bıçaklamayla vurulma olayını birbirine bağlayan somut bir kanıt olmalı diye düşünüp durdum. Open Subtitles ظللت أفكر يجب أن يكون هناك بعض الأدلة المادية ربط طعن لاطلاق النار.
    Sürekli bana kızgın olduğunu düşünüyordum ve sonra habire başka bir kızla olduğunu düşünüp durdum. Open Subtitles ظللت أفكر طوال الوقت , أصبحت مجنونة ومع ذلك أستمريت بالتفكير بإنك كنت مع البنت الاخرى
    Tüm bu zaman boyunca fazla kişi kim olabilir diye düşünüp durdum. Open Subtitles اسمعوا، ظللت أفكر كثيراً في من قد يكون الشخص الإضافي
    Aşağıdayken düşünüp duruyordum hayatta kalıp çıkarsak, eve dönersek her şey yoluna girecek sanıyordum. Open Subtitles هل تعلمين عندما كنت في الأسفل ظللت أفكر, ماذا لو خرجت ماذا لو نجوت و عدت إلى المنزل
    Çocuğu düşünüp duruyordum, Nicholas Barclay'i. Open Subtitles ظللت أفكر حول الفتى "نيكولاس باركلي"
    Filtreleri daha iyi kontrol etseydim o yangına engel olabilirdim diye düşünüp duruyorum. Open Subtitles ظللت أفكر ربما كان يمكنني أن أمنع ذلك الحريق لو تفحصت المرشحات جيدا
    Ve düşünüp durdum, eğer bir sabah bebeklerim uyanırlar ve beni orada göremezlerse diye. Open Subtitles و لقد ظللت أفكر كم سيكون الأمر مرعباً اذا ما استفاق أطفالي في الصباح و لم يجدوني هناك
    Ve, eğer daha iyi bir arkadaş olsaydım diye düşünüp durdum. Open Subtitles و ظللت أفكر , ربما عندما أكون صديقة أفضل
    Diğer kızların da başına bu geldi diye düşünüp durdum hep. Open Subtitles لقد ظللت أفكر أنه هذا نفس أحساس ما حدث مع كل هؤلاء الفتيات
    Bekleme odasında beklediğim süre boyunca eğer ölürse, bunun benim hatam olacağını düşünüp durdum. Open Subtitles طوال الوقت في... في غرفة الانتظار، ظللت أفكر في نفسي، إذا مات، فإنه خطأي.
    Yarınki gazeteleri düşünüp durdum. Open Subtitles ظللت أفكر بشأن صحف الغد. ومايقرأه الناس
    Yüzünü düşünüp durdum. Open Subtitles ظللت أفكر فى وجهة
    Buraya gelirken düşünüp durdum. Open Subtitles فى طريقِي الى هنا , ظللت أفكر
    (Gülüşmeler) Hapisteyken, bunu insanların bilmesi gerektiğini düşünüp durdum. TED (ضحك) في السجن, ظللت أفكر أنني بحاجة أن يعرف الناس .
    Yeni bir ofise geçmeyi bir süredir düşünüp duruyordum zaten. Open Subtitles -لا . ظللت أفكر بأن أدخل لمكتب جديد.
    Manning'in para için tecavüz yalanını söylediğini düşünüp duruyordum belki daha önce de denemiştir, hatta belki başka hastanelerde de. Open Subtitles ظللت أفكر ... ماذا لو (مانينغ) إدعى الإغتصاب للحصول على تعويضات ، ربما حاول هذا من قبل
    Hayır! Ama sürekli babasına o numarayı vermeseydim diye düşünüp duruyorum. Open Subtitles كلا، لكنّني ظللت أفكر إن لم أعط لأبيه هذا الرقم
    Kollarındaki o altın sarısı tüyleri düşünüp duruyorum ve merak ediyorum, tüm vücudunda da aynı altın renginde mi yoksa inceldikçe daha koyu bir renge mi bürünüyor? Open Subtitles ظللت أفكر بذلك الشعر الذهبي يلامس معصميك، أتساءل ما إذا كان هذا هو نفس لون الشعر الذهبي في جميع أنحاء جسمك أم أنّه يصبح أكثر قتامة كلّما كان أكثر سماكة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more