"ظلمة الليل" - Translation from Arabic to Turkish

• Gecenin karanlığında
• ve tenha
• gecenin karanlığı

Gecenin karanlığında ve gündüzleri beni koru, ışığını gönder.
أحرسني في ظلمة الليل, و في النهار , أرسل ضوئك.

Gecenin karanlığında, hiçbir mum yanmadan yatağınıza geleceğim çünkü kalbim beni çıplak görmenize dayanamaz.
أنا أرحب بأن أكون في سريرك في ظلمة الليل, بدون أية شموع,

O bunu Gecenin karanlığında yapar.
بوسعه أن يفعل ذلك في ظلمة الليل كذلك

* Soğuk ve tenha olsa da * * Görebiliyordum cenneti *
* في ظلمة الليل الشديدة *

* Soğuk ve tenha olsa da *
* في ظلمة الليل الشديدة *

Hani sizi "ne yağmur ne kar ne de gecenin karanlığı" durdururdu?
ماذا حدث لـ "لا للمطر ولا مطر متجمد ولا ظلمة الليل "؟

Onu geçenlerde yaptığım gezide keşfettim ve üzerine gecenin karanlığı ile büyük bir şapkayı örttüm.
اكتشفتها في رحلة حديثة وجلبتها في ظلمة الليل وتحت قبعة كبيرة جداً.

bir doktor var. Ve bir yerlerde, hademe kıyafetinin içinde, eve doğru sendeleyerek giden, maaş çekinin yarısını 1,2 litrelik çevirip açılan bira şişelerine ve diğer yarısını da Gecenin karanlığında bu şehirde yapmak istedikleri şeyi yapan insanlar tarafından tüm ışıkları söndürülmüş bir caddede, bir bayanın evinde dört saatlik bir görüşme için
وهناك رجل في مكان ما أيضاً، رجل في زي عامل نظافة، متعثر الى المنزل في حالة سكر وبالدوار بعد انفاقه نصف راتبه على زجاجات من البيرة ذات ٤٠ أونصة، وأنفق النصف الآخر في زيارة بيت امرأة في شارع محطم الأنوار من قبل من يفضلون فعل ما يفعلون في ظلمة الليل.

Şu Flannery'ler, hepsi birer yılan. Gecenin karanlığında hareket ediyorlar.
آل (فلانيري) مثل الأفاعي السوداء ويتحركون في ظلمة الليل

Benimki ise Gecenin karanlığında.
وطريقى فى ظلمة الليل.

Bir, Gecenin karanlığında.
'الأول ، ظلمة الليل'

Gecenin karanlığında, tıpkı bir gölge gibi İsmail ortadan kaybolur.
في ظلمة الليل " "مثل ظل في الظلام "( إختفى ( إسماعيل"

Elbiselerimi örtmesi için, gecenin karanlığı.
لتغطى ملابسى ، ظلمة الليل