"ظلّت" - Translation from Arabic to Turkish

    • durdu
        
    • Sürekli
        
    • duruyordu
        
    • kalmaya devam
        
    Köpeğin nasıl kaçtığını bilmediğini söyleyip durdu ama ben biliyordum. Open Subtitles ظلّت تخبرني أنهم لا يعرفون كيف خرج، لكنني كنت أعرف.
    Sesini duymaya devam ettiğini söyledi durdu. Open Subtitles بل ظلّت تُصّر أنها لازالت تستطيع سماع ذلك الشيء
    Geçmişinle ilgili o tüm soruları bana o sorup durdu. Open Subtitles - لقد ظلّت تسألني كلّ تلك الأسئلة .. حول حياتك السابقة ..
    Kuşlar yavrularını Sürekli beslemek ve hayatlarının ilk çetin mücadelesine hazırlamak için çalışır. Open Subtitles ظلّت الطيور البحرية تعمل على مدار الساعة لاطعام فراخهم ولتهيئتهم إلى أوّل تحدٍّ كبيرٍ لحياتهم
    Ama o "Böyleleri yakamızı bırakmaz ve Sürekli sorular sormaya başlarlar." diye tutturdu. Open Subtitles لكنها ظلّت تقول أنّ شخصاً مثلها لن تتوقف عن القدوم وطرح أسئلة
    Son ticaret şovu olduğunu ve bir altın madeninde oturduğunu ve bozdurup, çok kazanacağı konusunda övünüp duruyordu. Open Subtitles ظلّت تتفاخر حول حقيقة أنّ هذا آخر برامجها الحرفيّة.. وأنّها كانت تجلس على منجم ذهب وستجني أموالاً طائلة.
    Stalin'in ölümünün ardından Macaristan, Matyas Rakosi'nin acımasız diktatoryasında kalmaya devam etti. Open Subtitles بعد وفاة ستالين ظلّت هنغاريا تحت حكم الدكتاتور متحجر القلب ماتياش راكوشي
    Bana geçmişinle ilgili şeyler sorup durdu. Open Subtitles لقد ظلّت تسألني عن حياتك السابقة
    Beni fark etmedi bile. Öylece eve bakıp durdu. Open Subtitles و لم تلاحظني حتّى ظلّت تحدّق بالمنزل
    Bu günleri özlemle anacağını söyleyip durdu. Open Subtitles ظلّت تقول كم سوف: "تعاود بذاكرتها لهذا الوقت بإسهاب".
    Florence'ın resmi hayatının sonuna kadar evinde asılı durdu. Open Subtitles ظلّت رسمة (فلورينس) معلّقة في منزله لبقيّة حياته
    Bayan Carlin bana C notu verip durdu. Open Subtitles الآنسة (كارلين) ظلّت تعطيني درجة متوسّط، وهذا...
    Ona Sürekli yazdım. Ama mektuplarım cevapsız kaldı. Open Subtitles لقد كتبتُ لها دون توقّف رسائلي ظلّت بلا رُدود
    Sana bir tedavi bulmam için Sürekli beni dürttü her gün, her gece. Open Subtitles ظلّت تُلح عليّ لإيجاد علاج لك كل يوم، ليلاً ونهاراً
    Sürekli haritaya bakıp yapacağımız şeyleri söylüyordu. Open Subtitles ظلّت تنظر إلى الخرائط وتتحدّث عن كل الأشيـاء التي سنفعلهـا...
    Sürekli sen ve ailen hakkinda neler bildigimi soruyor. Open Subtitles ظلّت تسألني ماذا أعرف عنك و عن عائلتك
    Sürekli odama gelip, bir abiye sahip olmanın, Open Subtitles ظلّت تأتي إلى غرفتي وتقول لي كم هو رائع
    Şoka girmişti. Tekrar tekrar aynı şeyi söyleyip duruyordu. Open Subtitles لقد كانت تتصرّف بهيستريّه، و ظلّت تقول نفس الشئ مراراً
    EMT "Sesini duymam gerek tatlım" "Sesini duymalıyım tatlım" deyip duruyordu. Open Subtitles ظلّت المُسعفة تقول "علي أن أسمع صوتك علي أن أسمع صوتك يا حبيبتي"
    Yalan söyleyemeyeceğini tekrar edip duruyordu. Open Subtitles ظلّت تقول أنّها لا تستطيع أن تكذب
    Tito yönetimindeki Yugoslavya, Avrupa'da Kremlin'den bağımsız olan tek ülke olarak kalmaya devam etti. Open Subtitles ظلّت يوغسلافيا (تيتو) الدولة الشيوعية الوحيدة في أوروبا المستقلة عن الكرملين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more