Sence başkanlığı bu şartlarda mı kazanmak isterdim? | Open Subtitles | هل تعتقد في ظل الظروف الراهنة بأنني أريد أن أتولى الرئاسة؟ |
Normal şartlarda, ayrılık zordur ve bu durumda daha zor. | Open Subtitles | نعم، في ظل الظروف العادية أنها صعبة. وفي هذه الحالة، أكثر صرامة. |
- Sizi temin ederim, bu şartlarda 2 milyon pound herkesin o taş için teklif edebileceğinden daha fazladır. | Open Subtitles | -انني أضمن لك مليوني جنيه انه أكثر من أي مبلغ قد يدفعه لك شخص آخر في ظل الظروف الراهنة |
Şey, evet ama şu şartlar altında, seninle burada kalabilirim diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | حسنا.. نعم.. لكنّي إعتقدت ربما اللّيلة في ظل الظروف الحالية أنا قد |
LA: Normal şartlar altında Caitlin'e katılırdım. | TED | لورين: في ظل الظروف العادية، كنت سأتفق مع كيتلين. |
Tamam, o zaman bu koşullar altında, fena görünmediğim konusunda anlaşalım. | Open Subtitles | حسناً، فلنتفق على أني أبدو حسن المظهر في ظل الظروف الحالية |
Ve kim ne derse desin, SGC'deki insanlar mevcut koşullar altında, herhangi birinin yapabileceğinden çok daha iyi bir iş yaptılar. | Open Subtitles | بغض النظر عما يقول أي شخص عن الأشخاص في مقر بوابة النجوم قاموا بأفضل المهمات مما لايمكن لأي شخص في ظل الظروف |
O şartlarda böyle bir iş yapmaya zorlandığınızı düşünsenize. | Open Subtitles | تخيل أنهم مجبورين ... لبناء شيئاً كهذا فى ظل الظروف التى يمرون بها |
Normal şartlarda karışmazdım. | Open Subtitles | فى ظل الظروف العادية أنا لن أتدخل |
Mevcut şartlar altında, ...diğerlerinin de bunu öğrendiğini bir düşünsene. | Open Subtitles | في ظل الظروف الراهنة، تخيّل إذا عرف بأمره الآخرون. |
Şey, bu şartlar altında... evet, bunun tek seçeneğiniz olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | حسنا في ظل الظروف نعم, أظن أنه الشيء الوحيد الذي يمكنك فعله |
Ve bu kadar güç şartlar altında bunu bekleyemeyiz. | Open Subtitles | و لا نتوقع منها أن تفعل ذلك بهدوء في ظل الظروف الحالية |
Ve bu kadar güç şartlar altında bunu bekleyemeyiz. | Open Subtitles | و لا نتوقع منها أن تفعل ذلك بهدوء في ظل الظروف الحالية |
Yaban hayattaki normal koşullar altında bu bitkileri kaçınılmaz sonu olabilirdi, çünkü tohumlarını saçmazdı. | Open Subtitles | في ظل الظروف العادية في البرية التي قد تهلك النبات، لأنها لا تستطيع أن تبعثر البذور. |
Aynı koşullar altında oluşmuş lav türü kayalar gibidir... ama... çok farklı özellikleri barındırırlar. | Open Subtitles | إنها شكلت في نفس ظل الظروف الصخور البركانية ولكن مع بعض الاختلافات الكبيرة جداً |
Ona yanlış anestezi verdiler - bu koşullar nedeniyle. | Open Subtitles | لقد أعطوها مخدرا خاطئاً فى ظل الظروف المحيطة بها |