Ama dürüst olmak gerekirse sana eşek şakası yapmak için ona verdim çünkü senin için yerin dibine gireceğin bir şey olur diye düşündüm. | Open Subtitles | لكن , لأكون صريحه , انا نوعاً ما اعطيته له كنوع من المقلب لاني ظننت انه سيكون شيء محرج للغايه بالنسبه لك |
Eğlenceli olur diye düşündüm ama cidden korkunç bir şeymiş. | Open Subtitles | لقد ظننت انه سيكون مضحك ولكن انه مرعب حقا |
Her neyse, ilişkimiz ciddiye gidiyor gibi, bu yüzden... sizi tanıştırmak güzel olur diye düşündüm. | Open Subtitles | علي اي حال بدأت علاقتنا تصبح جاده نوعا ما ظننت انه سيكون من الرائع ان تتعارفا |
Komünist bir yemeği totaliter bir şarapla sunmanın incelik olacağını düşündüm. | Open Subtitles | ظننت انه سيكون من الجيد أن أقدم طبق شيوعى ونبيذ أستبدادى. |
Tamam. yani, birlikte öğle yemeği yemenin güzel olacağını düşündüm, ama öyle olsun. | Open Subtitles | حسنا اعني ظننت انه سيكون من اللطيف ان نتناول الغداء سوية لكن حسنا |
Rollerimizi değişmenin gerçekten iyi olacağını düşünmüştüm ama olmadı. | Open Subtitles | ظننت انه سيكون رائع اتعلم , تبديل الأدوار |
Gidersem belki herkes için daha iyi olur diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت انه سيكون من الافضل للجميع لو ذهبت |
- Güzel olur diye düşündüm. | Open Subtitles | - فقط ظننت انه سيكون لطيف |
Bana karşı dürüst olacağını düşündüm. | Open Subtitles | لأننى ظننت انه سيكون أمين معى |
Evet, ama ışık küreleri ya da belki siluetlerin dost canlısı bir şeylerin olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | نعم، اردت ولكن ظننت انه سيكون هناك بعض الاضواء او ربما بعض صور الظلال شئ ودي |
Buranın daha temiz olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | أنا ظننت انه سيكون أنظف |