"ظننت بأنني" - Translation from Arabic to Turkish

• sandım
• sanmıştım
• diye düşündüm
• diye düşünmüştüm
• olduğumu sanıyordum
• verdiğimi sanıyordum

* Ama endişelendirmiyor beni * - Tanrım, İsrail'de olduğumu sandım.
ـ حسنًا، ذلك لا يقلقني ـ يا لهي، ظننت بأنني في إسرائيل

Değiştiğimi sandım ama ben hâlâ çaresiz küçük bir kızım.
لقد ظننت بأنني استطعت ... لكني لازلت تلك الفتاه العاجزه

İnan bana, bunu çoktan aştığımı sanmıştım. Ama asla aşılmıyor.
صدقيني , لقد ظننت بأنني تخطيته بمدة طويلة أظن بأننا لن نفعل

Bende bunu yapacak yürek yok sanmıştım, değil mi Dessi?
ظننت بأنني لن أخوض بهذا أليس كذلك؟ ولكنني فخور بالعتراف بهذا

Gizlice onunla çalışıp Jimmy'i sigortalatacak parayı kazanırım diye düşündüm.
ظننت بأنني لو نني عملت لديه بالسر سأستيع تأمكين مبلغ وأحصل لجيمي على التامين

Sana onu kilisede veririm diye düşünmüştüm.
حسنا، لقد ظننت بأنني سأحضره لكِ الى الكنيسة

Ben de 7 yaşıma kadar kız olduğumu sanıyordum.
وقد ظننت بأنني كذلك حتى بلغت السابعه من عمري

Değiştiğimi sandım... ama ben hala çaresiz küçük bir kızım.
لقد ظننت بأنني استطعت ... لكني لازلت تلك الفتاه العاجزه

Sadece sırlarını sakladığımı sandım herzaman.
ظننت بأنني فقط أحفتظ بأسرارك الخاصة كما أفعل دائما

- Çünkü öyleydim. Öyle olduğumu sandım. Görünüşe göre değilmişim.
لأنني كنت حامل ظننت بأنني كذلك، و اتضح بأنني لم أكن

Sonra bir an sandım ki dün seninle olan adam olabilirim.
ولدقيقه ظننت بأنني ذلك الرجل الذي كنت معك البارحه ولكن

Tüm hayatımı mahvettiğimi sandım.
لقد ظننت بأنني أفسدت حياتي كلها

Oh, evet. Evet, ağlama duyduğumu sandım.
نعم ، نعم ظننت بأنني سمعت بكاء

Bir süreliğine dün seninle olan adam olduğumu sanmıştım.
لدقيقه ظننت بأنني قد أكون الرجل الذي كان معكِ ليلة البارحه لكن

Katille bağlantı bir bağ kurduğumu sanmıştım.
لقد ظننت بأنني خلقت اتصالا مع القـاتل.

Burada güvendeyim sanmıştım, ama değilmişim.
ظننت بأنني في أمان هنا ولكن ليس كذلك

Daha önce de oğlumun katilini bulduğumu sanmıştım.
سبق و أن ظننت بأنني عثرت على قاتل ابني

Devlet yemeği gerçekleşmeden önce bana bir şans daha verirsin sanmıştım özellikle kraliçeyle birlikteyken tüm kameralar önünde.
ظننت بأنني سأحظى بفرصة قبل حفل عشاء الدولة خاصة مع زيارة الملكة ... و النظريات حول ذلك

Belki geri dönmem gerekir diye düşündüm.
ظننت بأنني سأحتاج أن أعود هناك

Biliyorum. Bir daha seni asla göremem diye düşünmüştüm.
أعلم لقد ظننت بأنني لن أراك مرة أخرى

Etkin altına alıp sonra görmezden geldiğin bütün o kızlarla ilgili sana bir ders verdiğimi sanıyordum.
ظننت بأنني ألقنك درساً عن كل الفتيات التي تسيطر عليهن و تتجاهلهن بعد ذلك