Beni hayal kırıklığına uğrattın, geri zekalı. | Open Subtitles | أنت تخيّب ظنّي بك، أيّها الأحمق. أعتقد بأنّ عليّ أن أعلّمك درسًا. |
Evet. Yaptığı seçimler Beni hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | نعم، قل لها أنّ ظنّي قد خاب من خياراتها. |
Beni defalarca hayal kırıklığına uğratan bir kadını nasıl affederim? | Open Subtitles | كيف أسامخّ امرأة قامت بتخيب ظنّي مراراً وتكراراً ؟ |
Her ne kadar, kocamın başına gelen en kötü şeyin sizin grubunuza katılması olduğunu düşünsem de. | Open Subtitles | بالرغم من ظنّي أنّ أسوء شيء قطّ حدث لزوجي كان انضمامه لمجموعتك |
Ne zaman bundan daha aptalca bir şey yapamaz artık diye düşünsem ne yapıp edip beni şaşırtmayı başarıyorsun. | Open Subtitles | بمجرد ظنّي أنّك اقترفت أغبى شيء قد تُقدم على فعله أتفاجأ بفعلك شيئًا أغبى! |
Asla hayal kırıklığına uğratmıyorsun değil mi Çiçekli? | Open Subtitles | أنتِ لا تُخيّبين ظنّي أبداً، أليس كذلك يا زهرتي؟ |
Niles, dürüst olacağım. Beni, biraz hayal kırıklığına uğrattın. | Open Subtitles | نايلز" يجب علي أن أكون صريحًا، خيّبت ظنّي |
"yeteri kadar iyi değilsin", ve kız olursa "beni hep hayal kırıklığına uğratıyorsun" ismini vermeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | أنت لست جيداً بما يكفي " إن كان ولداً " و "ستخيبين ظنّي دائماً" إن كانت فتاة |
Ama beni çok büyük hayal kırıklığına uğrattın. Kasıtlı olarak törenin 'birlik' temasını bozdun. | Open Subtitles | ولكن خاب ظنّي بك كثيراً، لقد أفسدتَ عمداً موضوع "الوحدة" للعربة |
Beni hayal kırıklığına uğrattın taş kafa. | Open Subtitles | أنت تخيّب ظنّي بك، أيّها الأحمق. |
George Lucas'ın beni, planladığı sırada hayal kırıklığına uğratmasını tercih ederim. | Open Subtitles | أفضل أن أجعل "جورج لوكاس" يخيب ظنّي بالترتيب الذي أراده |
Dürüst olursak Andrew, Beni hayal kırıklığına uğrattın. Gerçekten mi? | Open Subtitles | بصراحة ، لقد خاب ظنّي فيك كثيراً |
Bizi hayal kırıklığına uğratan bir tek o değildi. | Open Subtitles | هانز هو ليس الوحيد الذي خيّب ظنّي به |
Benim küçük kardeşim, beni hiç hayal kırıklığına uğratmıyorsun. | Open Subtitles | أوه، يأختي الصغيرة لم تخيبي ظنّي قط |
Beni hayal kırıklığına uğrattın. Sana daha iyisini öğrettim sanıyordum. | Open Subtitles | خيّبتَ ظنّي اعتقدت أنّي أحسنت تعليمك |
Ne zaman bundan daha aptalca bir şey yapamaz artık diye düşünsem ne yapıp edip beni şaşırtmayı başarıyorsun. | Open Subtitles | بمجرد ظنّي أنّك اقترفت أغبى شيء قد تُقدم على فعله أتفاجأ بفعلك شيئًا أغبى! |