"ظهر الغد" - Translation from Arabic to Turkish

• Yarın öğleden
• Yarın öğlen
• yarın öğlene
• Yarın akşam
• Öğlen

İzleme ekibimiz Yarın öğleden sonra zırhlı bir araçla bir teslimatın yapılacağını öğrendi.
مراقبة معترضة عمليات تسجّل إشارة إلى نقل مسلّح حدّد للإلتقاط بعد ظهر الغد.

Yarın öğleden önce raporunu ver. Endişeleniyoruz.
يجب ان تاتي قبل ظهر الغد غدا نحن متوترون جدا هنا

Yarın öğleden sonra ikinizin de müsait olmasını istiyorum.
أريد كلاكما أن يجعل أنفسكم المتوفر بعد ظهر الغد.

Beni, Yarın öğlen 4'ten sonra kesinlikle istediğin zaman arayabilirsin.
إدعُني بالتأكيد أيّ وقت بعد 4: 00 بعد ظهر الغد.

Eğer her şey yolunda giderse Yarın öğlen sevgiline kavuşacaksın.
اذا سارت الأمور بشكل جيد يمكنك أن تعودي لحبيبك ظهر الغد

Cevabınızı ve paranızı yarın öğlene kadar vermiş olun.
و لكنني أريد ردك و مالك قبل ظهر الغد و نقطة أخرى مهمة

Bulduğunuz tüm kanıtları, Ajan Mulder, ...Yarın öğleden sonraki sorgulamada sunacaksınız.
أيّ دليل أنت لربّما عندك مكتسب، الوكيل مولدر، أنت ستقدّم بعد ظهر الغد في الجلسة.

Hemen uçak bulabilirsem Yarın öğleden sonra orada oluruz.
حسناً ، بعد ظهر الغد إذا استطعت الحصول على رحلة من تقلني ن هنا

. ...Yarın öğleden sonraki zenginlerin açık artırmasına çağırdı. Onu tekrar utandırmak istemiyorum.
لمزاد على قطع شرقية ظهر الغد لا اريد ان احرجها مرة اخرى

- Ne zaman? - Yarın öğleden sonra, tam 3:00.
متى الموعد - بعد ظهر الغد فى الثالثه تماماً -

Yarın öğleden sonra da bir yemekte çalışıyorlarmış.
و كان محدداً أن يعملوا في حدث لديه بعد ظهر الغد

Yarın öğleden sonra. Umarım, uçak bulabilirsin.
أنه بعد ظهر الغد, أتمنى أن تستيطع اللحاق بطائره

Ama Yarın öğleden sonra beraber takılacağız sanıyordum.
لا، لَكنِّي إعتقدتُ بأنّنا كُنّا تَدلّي بعد ظهر الغد.

Yarın öğlen buradan çıkacağız. Ata binmeye hazır olun.
و سوف نخرجك من هذه المنطقه ظهر الغد استعدوا للركوب

Yarın öğlen masamda istiyorum.
والتي أريدها أن تكون على مكتبي قبل ظهر الغد

Kevin, buna göre kampüs turu Yarın öğlen 12:30'da.
حسنا,كييف ,تقول هنا ان الرحله الجامعيه في تمام 12: 30 بعد ظهر الغد

yarın öğlene kadar zaman veriyorum. Her halükârda, sen zaten otelden gideceksin o vakit.
سأمنحكما مهلة حتى ظهر الغد وأنت ستغادر الفندق حينها أصلاً

yarın öğlene, Langley'de Jonathan Cold'un boş bir dosya olmasını istiyorum.
أريد ملف جوناثان كولد فارغ فى لانجيلى بحلول ظهر الغد

Eğer bana ilk ve son ayın kirasını yarın öğlene kadar getirirsen.
إذا كان بمقدورك أن تجلبي لي إيجار أول الشهر وآخره، عند ظهر الغد

Yarın akşam üzeri ofise dönmüş olacağım.
سأعود للمكتب في ظهر الغد.