"ظهر اليوم" - Translation from Arabic to Turkish

• öğleden
• öğlen
• bu akşam
• Öğlene
• akşamüstü
• Öğleye

Bu öğleden sonra seni misyona götüreceğim. Gördüğünde, orada daha önce bulunduğunu hatırlayacaksın.
سأخذك إلى هناك بعد ظهر اليوم وعندما ستريها ستتذكرين أين رآيتها من قبل

Savunma Bakanı Broke Verses, bu öğleden sonra düzenlenecek basın toplantısına hazır,
وزير الدفاع بروك فيرسيس، على استعداد لعقد مؤتمر صحفي بعد ظهر اليوم

Çok güzeldi. öğleden sonra inanılmaz eğlendim.
كان هذا لطيفاً ، استمتعت كثيراً بعد ظهر اليوم

En son bugün öğlen saatinde okulun içinde zanlıyla beraber görülmüş.
شوهدت لآخر مرة داخل المدرسة مع المشتبه به ظهر اليوم تقريبا

405 numaralı yol bu akşam üç arabanın çarpışmaşıyla kapanacak.
الطريق السريع 405 سيعرقل بحادثة 3 سيارات بعد ظهر اليوم

Oraya bu öğleden sonra varacağız. Bu da, Cuma, Cumartesi, Pazar ve Pazartesi oradayız demek.
سوف نصل هناك بعد ظهر اليوم الجمعة,السبت,الأحد,الإثنين

Donanma öğleden sonra annemi uçakla getiriyormuş.
حقاً؟ القوات البحرية ستعيد أمي بالطائرة بعد ظهر اليوم

öğleden sonra bir arkadaşım uğrayıp bana bir paket bırakacak. - Polistir.
بعد ظهر اليوم , سيرك صديق لى طرداً إنه شرطى

Bugün öğleden sonra Genel Kurulda konuşma yapacak.
سيلقى بخطاب الجميعة العامة بعد ظهر اليوم

Bu öğleden sonra Genel Kurulu toplayacak dostumuz.
صديقنا الذى سيلقى بخطاب الجمعية العامة بعد ظهر اليوم

Bugün öğleden sonra kocanın bazı işlere bulaştığını söylemiştin.
لقد قلتِ بعد ظهر اليوم أن زوجكِ متورط فى شيئاً ما

- Hiç şaşmıyor. Daha bu öğleden sonra ona perma yaptırmıştım.
لا جديد سوى أننى أعطيتها ظهر اليوم بعض الدواء

Aslında bu öğleden sonranın iyi olmasını istemiştim.
في الواقع, معظم أجوبتى بعد ظهر اليوم كانت جيدة

Bu öğleden sonra buraya sizden başkaları da geldi.
أنتم لستم المسافرين الوحيد هنا ظهر اليوم

- Pekâlâ, size doğruyu söyleyeceğim. Bu öğleden sonra bana verdiğinizi de yemedim.
في الحقيقة، انا لم آكل التي أعطيتيني إياها ظهر اليوم

Tüm öğleden sonra buradaydı, deli gibi konuşup durdu, sonra da ortadan kayboldu.
كان هنا كل ظهر اليوم وتصرف كالمجنون ثم اختفى تماما.

Bu öğlen onunla küçük ateşli bir sahnem vardı. Sen kızlarla geldiğin sırada.
كان لي مشهد ساخن معه بعد ظهر اليوم وأنت تقل الفتيات من المدرسة

Her neyse Nigel, hani bu öğlen bana ne iş yaptığımı sormuştun ya.
.. علىأيةحال . نايجل، أتذكّر حينما سألتني بعد ظهر اليوم ماذا فعلت حقاً؟

Daha bu akşam beyi, zararlı ot ilacının olduğu rafın orada kendi gözlerimle gördüm.
بعد ظهر اليوم رأيته بجانب الرف وبيده زجاجة المبيد

Bu Öğlene kadar bana cinsel tercihlerini söylemedin.
أنت لَمْ تُخبرْني تفصيلاتَ حياتكِ الجنسيةِ حتى بعد ظهر اليوم.

akşamüstü ofisimde onu aradığımda... sadece birkaç yüz doları vardı.
هذا فى الغالب صحيحا, لم يكن معه سوى 200 فقط عندما فتشته ظهر اليوم فى مكتبى

Öğleye doğru çıkacağım. Bir 40'lık daha almam lazım.
أتوقع أن بحلول ظهر اليوم سوف أحتاج إلى شراء 40 زجاجة أخرى من هذا