Sıradan bir inşaatçı veya marangoz falan olsaydı size garanti veriyorum ki benim verdiğim hasarı o kadar hızlı onaramazdı. | Open Subtitles | إن كان مقاولًا عاديًّا أو نجّارًا أضمن لكم أنه لن يكون قادرًا على إصلاح الضرر الذي أسببه بمثل هذه السرعة |
İşe yaramıyor. Sıradan bir kutu değil. | Open Subtitles | لا فائدة من ذلك، هذا ليس صندوقًا عاديًّا. |
Sonra bir gün parmağındaki yüzük Sıradan bir yüzük haline gelecek. | Open Subtitles | ويومًا ما سيكون ذلك الخاتم .ليس سوى خاتمًا عاديًّا |
Eğer o normal bir usta, bir marangoz olsaydı emin olun benim yaptığım hasarı onun kadar hızlı tamir edemezdi... | Open Subtitles | إن كان مقاولًا عاديًّا أو نجّارًا أضمن لكم أنه لن يكون قادرًا على إصلاح الضرر الذي أسببه بمثل هذه السرعة |
Tehdit e-postaları normal bir sorun ama teknik ekibimiz kliniğin bilgisayar sistemini kontrol ettiler ve hacklendiğini söylüyorlar. | Open Subtitles | رسائل التهديد، كانت شيئًا عاديًّا ولكن فنيِّينا فحصوا نظام حاسوب العيادة ووجدوا أنّه تم اختراقه |
Polisler kendilerini mantıklı gelen şüphelilerin aramasına verirler ama Sıradan bir psikopatı arıyor da olabiliriz. | Open Subtitles | تركب الشرطة كلّ صعبٍ وذلول بحثًا عن مشتبهين منطقيّين، لكن من المحتمل أنّا نواجه منحلًّا عاديًّا مألوفًا. |
Sıradan bir Nen kullanıcısı değilsin. Nen'inin ardında özel bir maksadın yattığını sezebiliyorum. | Open Subtitles | لستَ مستخدمًا عاديًّا للنين، أتوسّم نيّة خاصّة في طاقتكَ! |
Bir kez yenildi mi gungi oyuncusu oluverir Sıradan bir insan. | Open Subtitles | بعد خسارة واحدة، يبيت سيّد "الجونجي" شخصًا عاديًّا. |
Ben de ona, derin ve rüyasız bir uyku olduğunu söylemiştim ama bu Sıradan bir hançer değil. | Open Subtitles | "أخبرته أنّه كنوم عميق بلا أحلام، لكن هذا ليس خنجرًا عاديًّا" |
Sıradan bir çocuk değil ki. | Open Subtitles | إنّه ليس غلامًا عاديًّا. |
Bu Sıradan bir rem uykusu değil. | Open Subtitles | {\pos(190,240)}{\fnArabic Typesetting}.هذا ليس نومًا ستحلاميًّا عاديًّا |
Sıradan bir adamdı. | Open Subtitles | كان رجلاً عاديًّا . |
Sıradan bir soruşturma değil bu. | Open Subtitles | ليس هذا تحقيقًا عاديًّا في جريمة قتل، هذا (مايك أندرسن)... |
Hayır, Arthur'a saplanan kılıç Sıradan bir kılıç değilmiş. | Open Subtitles | -كلّا، إنّ السيف الذي طَعَن (آرثر) لم يكُن نصلًا عاديًّا . |
İlk başta normal bir çocuk olduğunu sanmıştık. | Open Subtitles | حسنٌ، أوّلًا، اعتقدنا أنّه كان ولد عاديًّا. |
normal bir çocuk olduğunu düşünerek onu küçümsemek büyük bir hata idi. | Open Subtitles | لقد أخطأت بالإستهانة بهِ ولإعتباري إيّاه طفلًا عاديًّا. |
Bazen normal bir çocuk, bazen de empati hissini kaybetmiş biri gibi. | Open Subtitles | أعني، أحيانًا يكون صبيًّا عاديًّا. أحيانًا أخرى يكون... يفتقد إلى صفة تعاطف. |