manken olduğumda, sonunda çocukluğumdan beri hayalim olan bir rüyanın gerçek olduğunu hissetmiştim. | TED | لذلك حين أصبحت عارضة أزياء، أحسست بأني أخيرًا سأحقق الحلم الذي طالما حلمت به منذ كنت طفلة. |
Sonra, plastik bir manken görünümü yerine, gerçek canlı insan derisinden yapılmış gibi gözüküyor. | TED | ثم، عوضاً عن أن تبدو مثل عارضة أزياء الجص، فأنها تبدو مثل أنها مصنوعة من لحم بشري حي. |
Senneden modellik yapmıyorsun? | Open Subtitles | سيدة شيلا، هل فكرت أن تصبحي عارضة الأزياء من قبل؟ |
Bir mankeni düzmek, sıradan bir kızı düzmekten daha kolaydır. | Open Subtitles | حيث أن معاشرة عارضة أسهل من معاشرة فتاة عادية |
- Süper model değil, katalog modeli diyelim. - Dergide mi yani? | Open Subtitles | ـ ليسة عارضة مثيرة ، عارضة إعلانات لائقة ـ كما في المجلة |
Ben Ashley Graham, modelim ve vücut aktivistiyim. | TED | إسمي أشلي غراهام، أنا عارضة أزياء وناشطة حول ما يتعلق بالجسد. |
- Bir Süper modelle kıyaslandığında hoş nedir ki? | Open Subtitles | فليس هناك وجه مقارنة بين اللطيفة و عارضة الأزياء |
Korkarım bunlar benim kabahatim. İyi bir manken olacağını düşündüm. | Open Subtitles | أخشى أن يكون هذا خطأي لقد ظننت أنّكِ ستكونين عارضة جيّدة |
Bir sonraki kız arkadaşım 1,90 boyunda bir manken olacak. | Open Subtitles | صديقتى القادمة ستكون عارضة طولها ستة أقدام |
New York'a taşın, manken ol, telefonlarına cevap verme. | Open Subtitles | الرحيل إلى نيويورك، تصبحين عارضة أزياء ولا تردي علي مكالماته الهاتفيةَ |
Ben tıpkı, yollara düşmüş bir manken gibiyim. | Open Subtitles | أنا مثل عارضة الأزياء و لكنى إتخذتُ الطريق الصعب |
Ayrıca ben düşündüm ki sen de manken olabilirsin. | Open Subtitles | فكرت في الأمر و يمكنك أن تكونـي عارضة أزياء |
Onun gibi bir kiz mi? O bir manken. Muhtemelen pesinde bir sürü adam vardir. | Open Subtitles | بنت مثل هذه , تعمل عارضة سيكون لديها كثير من الشباب يطاردونها |
Zengin bir adamla evlenebilir, modellik yapabilirdin. | Open Subtitles | كان يمكن أن تتزوجي رجلاً غنياً كان يمكن أن تصبحي عارضة |
Zengin bir adamla evlenebilir, modellik yapabilirdin. | Open Subtitles | كان يمكن أن تتزوجي رجلاً غنياً كان يمكن أن تصبحي عارضة |
Um, kıyafetlerimi sergileyecek mankeni arıyordum. Tasarımcıyım. | Open Subtitles | أنا أبحث عن عارضة أزيائى ، فأنا مصممة أزياء |
Şimdi yemen, bir top modeli becermeden önce mastürbasyon yapmaya benziyor. | Open Subtitles | إذا أكلت الآن، فيشبه استمناءك ساعة قبل مضاجعة عارضة |
Baksana ben golf kulübünün nasıl işletildiğinin ilk kuralını bile bilmiyorum Charlie. Ben bir modelim. | Open Subtitles | لا أعرف المبادىء الأولى لإدارة ملعب غولف يا تشارلى فأنا عارضة. |
Oh, dostum.Bir modelle yattığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | يا رجل ، لايمكنني التصديق أنني أنام مع عارضة أزياء |
Herhalde ileride bir güzellik uzmanı veya bir Süper model falan olurum. | Open Subtitles | لقد أخذت دروس تجميل اعتقد أنني سأكون ملكة جمال أو عارضة أزياء |
25 yaşında bir mankenle birlikte. | Open Subtitles | أكثر من عارضة أزياء جذابة بالخامسة و العشرين |
Sen üzerini değiştirirken yerini alacak bir mankenim var. | Open Subtitles | لدي عارضة اخرى ستأخذ مكانك حتى تغيري ملابسك |
İster inan ister inanma ama bu hantallığına rağmen o bir model. | Open Subtitles | إنها عارضة أزياء ، صدق أو لا تصدق ، و بحمل هائل. |
Bir modelin çekim öncesi hazırlığı ameliyata hazırlanan bir hastaya benzer. | Open Subtitles | قواعد عارضة الأزياء يوم التصوير كقواعد المرضى قبل يوم إجراء الجراحة |
Bekle, rüyanda... sen bir modelsin, ve Kelso orada değil. | Open Subtitles | إذن ، في حلمك أنت عارضة أزياء وكيلسو غير موجود |
Gençken, tabi ki mankenlik yapmalı, yaşlandığında ise, avukatlık yapmalı. | Open Subtitles | بينما لا تزال شابة ، عليها ان تكون عارضة وعندما تكبر في السن ، تكون محامية |
kiriş. Sıkıştırılmış beton. | Open Subtitles | عارضة هيكليّة من الخرسانة عالية الضغط، لا أستطيع كسرها |
Çünkü son ayarlamaya çalıştığın kız bahçe mobilyası modeliydi. | Open Subtitles | لأن آخر مرة قلت عارضة أزياء كانت عارضة لأثاث الحدائق |