Ben, uzun süre ücret ve fiyat politikasına karşı çıktım. | Open Subtitles | لطالما عارضت سياسة التحكم فى الأجور والأسعار |
Konseye bu konuda karşı çıktım ama oy birliğiyle kazandılar. | Open Subtitles | انظر ، أعرف أن الأمر صعب. عارضت المجلس على ذلك و تم نقضي. |
Yıllar boyunca seni koruyabilmek adına sevgililerine hep karşı çıktım. | Open Subtitles | عارضت حبّكما طيلة سنين لأحميك وحسب. |
Neredeyse savunduğu her şeye karşıydım ama bir şeyleri halletme iradesine başka görüşleri ve fikirleri dinleme arzusuna hayrandım. | Open Subtitles | عارضت تقريباً كل شيء قد أيده, لكني معجب إصراره على إتمام الأمور, إستعداده للإنصات لأراء الآخرين و أفكارهم |
Ben dersimi aldım. İlk başta planına karşıydım. | Open Subtitles | تعلّمت الدرس، في البداية عارضت خطّتك. |
Babam Ülkenin Valisiydi. Bay Savaş Karşıtı. | Open Subtitles | والدي كان حاكماً لبلاد عارضت سيد الحرب |
Babam Ülkenin Valisiydi. Bay Savaş Karşıtı. | Open Subtitles | والدي كان حاكماً لبلاد عارضت سيد الحرب |
Karım yasaya karşı çıktı. Onu ve dört kadını tutukladılar. | Open Subtitles | زوجتي عارضت القانون علانية قبضوا عليها مع أربعة اّخرين |
Güçlü bir şekilde karşı çıktım. | Open Subtitles | أنا عارضت بشكل قوي |
Sen "dört" demiştin, ben de bu yüzden karşı çıktım. | Open Subtitles | أنت قلت "أربعة" لذا أنا عارضت |
Başından beri buna karşıydım. | Open Subtitles | عارضت من البداية. |
Hatta aile hekimleri, cerrahlar, tüm önde gelen medikal gruplar karşı çıktı. | Open Subtitles | حتى أطباء الأسرة، الجراحون، كل المجموعات الطبية السائدة عارضت ذلك. |