Kardeşiyle yattı. Şirketinin yarısını ona vermesi için onu kandırdı. | Open Subtitles | عاشر شقيقتها، وخدعها لكي تشركه في نصف أعمالها. |
Aslında, kurbanımız senin müvekkillerinden dördünün karısıyla yattı ve bu da evlilik sözleşmelerini mahvetti. | Open Subtitles | في الواقع , الضحية عاشر اربع زوجات لعملائك بالطلب لكي يتم الغاء وثائق الزواج |
Annemle yatmış, sonra ne adını ne de adresini vermeden gitmiş. | Open Subtitles | حسناً, لقد عاشر أمي و مِن ثم غادر بدون أن يترك اسمه أو عنوانه. |
Bir haftalığına gelmiş ve buradaki kadınların yarısıyla yatmış. | Open Subtitles | انه هنا لمدة أسبوع عاشر نصف النسوة الموجودين هنا |
Her onuncu kelimeyi okursan ne çıkıyor bak. | Open Subtitles | إذا قرأتي كل عاشر كلمة، انظري ماذا ستحصلين. |
Her onuncu kelimeden rastgele anlam çıkmasının ihtimalini söyler misin? | Open Subtitles | ما هي فرص كل عاشر كلمة في قطعة نص عشوائي يخلق كل هذا المعنى؟ |
- Külahıma anlat! Karısıyla yatan adama kendini ispat etmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | كان يحاول إثبات نفسه كالرجل الذي عاشر زوجته |
Fakat annesiyle de yattığı gerçeği onun için sürpriz oldu ama bence onların iki günlük evliliğinin başına gelen karşılıklı suçlama ve şiddet kabusu tamamen raslantısaldı. | Open Subtitles | حقيقة أنه عاشر أمها كانت مفاجأة، أعتقد أن كابوس الإتهامات والعنف... هو ما أودى بزواجهما القصير... |
Sırf bu aptal kız arkadaşınla yattı diye.. | Open Subtitles | فقط بسبب أن هذا الأحمق عاشر حبيبتك |
Öğrenciyle yattı. Ben de kaydetim itirafını | Open Subtitles | لقد عاشر متدربة، لدّي ذلك مسجّل |
Kardeşim Elena ile yattı. Bu bazı şeyleri göz ardı etmeme neden oluyor. | Open Subtitles | أخي عاشر (إيلينا) هذا شأن مُثبط قليلًا للهمم |
Fahişelerle yattı ve bu asla değişmeyecek. | Open Subtitles | لقد عاشر عاهرات... هذا شيء لا يتغير |
Bu saatten sora babam kimle yatmış kimin umrunda? ! | Open Subtitles | من يهتم بهذه المرحلة أبي عاشر من؟ |
- eski sevgilmle yatmış bu. | Open Subtitles | يبدوا أنه عاشر طليقتى. |
Paul Donna ile yatmış | Open Subtitles | هذا بسبب أن (بول) عاشر (دونا)ِ المعلومة التي شاركت فيها (دنيس) الليلة |
Karl, bir partiye veya restorana gittiğimizde "bununla da yatmış mıdır?" diye düşünmek istemiyorum. | Open Subtitles | كارل)، لا أريد أن أتسائل عندما نذهب إلى) "حفلة أو مطعم: "هل عاشر هذه المرأة؟ |
Senin yüzünden onuncu sezonumuz olmadı. | Open Subtitles | أنتِالسبب عدم حصولنا على موسم عاشر |
Bu üzerine yazdığın onuncu kaya oldu. | Open Subtitles | هذه تقريباً عاشر صخرة ترسمين عليها |
Eh, siz benim onuncu Başbakanımsınız, Bay Blair. | Open Subtitles | حسناً، أنت عاشر رئيس وزراء يا سيد (بلير) |
Kız kardeşimle yatan elmaslar değildi. | Open Subtitles | لم يكن الماس هو الشخص الذي عاشر أختي |
Marilyn Monroe ile yatan adam. Ve o Dinky Doughnuts'ta. | Open Subtitles | الرجل عاشر (مارلين مونرو)، هو في (دينكي دوناتس) |
Holly'ye neden yalan söylediği önemli değil. Bence asıl katil Bailey'in bugün yattığı diğer kadındır. | Open Subtitles | أياً كان سبب كذبه على (هولي)، فإنّي أراهن أنّ قاتلنا عاشر (بيلي) بوقتٍ سابق اليوم. |