Yani diyorsun ki, seni duygusal açıdan tehlike arz etmeye zorlamalıyım? | Open Subtitles | إذن فأنت تخبرني أنني يجب أن أثيركما عاطفياً .. يا رجال؟ |
Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum. duygusal açıdan dengesiz gözüküyorsun. | Open Subtitles | لا أظن أن هذه فكرة صائبة فأنتِ تبدين غير مستقرةٍ عاطفياً |
Bu yüzden, bir insan uzun süreli bir bağlılık içinde olup, başka bir insan tarafından romantik bir şekilde aklı çelinebilir, ve üçüncü bir insan ile de seks yapmak isteyebilir. | TED | لذا يمكن للشخص أن يكون في علاقة طويلة الأمد، ثم يصبح متيم عاطفياً مع شخص آخر، ويريد أن يمارس الجنس مع شخص ثالث. |
Gerçekte atletler, duygusal yönden çocukluğunda kalmış çocuksu olmasını önemsemeyip çocuksu oyunlardaki gibi davranan yetişkinlerdir ve sporları izlerler. | Open Subtitles | في الحقيقة ، الراضيون يرتاحون عاطفياً خلال فتّوتهم ويمكن أن يؤدي الى أن يكبروا ويصبحوا بالغين ويشاهدون المباريات فقط |
O kadar duygusaldı ki, o anlatırken ne dediğini anlamadım bile. | Open Subtitles | لقد كان عاطفياً جداً لم أستطع أن أفهم ما يتحدث عنه |
Diğer bir deyişle, politik olarak haklı olabiliriz ama duygusal olarak yanlış. | TED | بكلمات أخرى، بإمكاننا أن نكون على حق سياسياً لكن على خطأ عاطفياً. |
Uzun süreli bir ilişkiden çıktım duygusal açıdan nasıl davrandığımı bilmiyorum. | Open Subtitles | لقد خرجتُ لتويّ من علاقة طويلة ولا اعلم مالذي أفعله، عاطفياً |
duygusal açıdan ne derece git-gel yaşadığınızı tahmin bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا استطيع أن اتخيل كيف أنت غير مستقرة عاطفياً الآن |
İlk bir kaç hafta benim için, zihinsel, fiziksel ve duygusal açıdan çok zordu. | Open Subtitles | الأسابيع الأولى كانت صعبة علي جداً عقلياً ,نفسياً,عاطفياً |
duygusal açıdan değil. | Open Subtitles | ليس عاطفياً ، بالطبع فقط ، نحن لا نستطيع أن نبعد أيدينا عن بعضنا البعض |
"Daha az şiddetli ve çok romantik... ..ama kusursuz bestesi nedeniyle çok daha etkileyici." | Open Subtitles | ليس قوياً و لكن عاطفياً قوى , فوق المعتاد و لكنه ليس شديد بالفاعلية بسبب الصفة الباردة |
Seni yakalamak isteyen kişiyle romantik bir ilişkiye girme. | Open Subtitles | لا تتورط عاطفياً مع الشخص الذى يحاول الإيقاع بك |
Bazen o kadar romantik oluyorum ki belki de kendimle evlenmeliyim. | Open Subtitles | أحياناً أكون عاطفياً لدرجة أنني قد أتزوج نفسي |
biz ikimiz hayatımda tanıdığım en duygusal yönden güdük kalmış insanlarız. | Open Subtitles | نحن,نحن الأثنان من الناس المعاقين جداً عاطفياً من الذين عرفتهم |
duygusal yönden alıngan olan sorunlu oğluma ek olarak iki tane küstah üvey çocuğum oldu. | Open Subtitles | إضافةً أنه لدي ابن منكسر عاطفياً وانا مسؤول عن اثنين من ابناء زوجتي الغير مهذبين |
Oldukça duygusaldı, neden bahsettiğini bile anlayamadım. | Open Subtitles | لقد كان عاطفياً جداً , لم أستطع أن أفهم ما يتحدث عنه |
Dün gece onun size duygusal olarak bağlandığını açıkça gördü. | Open Subtitles | كان واضحاً جداً إليه ليلة أمس بأنها أصبحت متورطة عاطفياً |
Boyu uzun ama güçlü değil. Dövüşürken de tutkulu, ancak düşüncesizce hareket ediyor. | Open Subtitles | إذن هو طويل، لكن ليس بالقويّ عندما يقاتل، يكون عاطفياً جداً، لكنّه متسرعاً |
Bana duygusallık yapma. Bu tip şeylere alışık değilim. | Open Subtitles | لا تكن عاطفياً معي لأنني لا أعرف كيف أتصرف مع ذلك |
Benim için büyük acılar taşıyan duygusal... bir dönemi kullanarak terbiyesizleşiyorsun. | Open Subtitles | تقدمين عرضاً مبتذلاً و عاطفياً لما يمثل بالنسبة لي محنة كبيرة |
Kismet'in altyapısında üç boyutlu bir duygu uzayı var. duygusal olarak ne durumda olduğunu gösteren bir vektör uzayı. | TED | لدى كيسمت مساحة عاطفية ثلاثية الأبعاد، ومتجه للمسافة، لمكان وجوده عاطفياً. |
Evinde duygular onurlandırılmazdı sen de 14 yaşında falan duyguları geliştirmeyi bıraktın bu da sana ciddi, duygusal geri zekalılık bıraktı. | Open Subtitles | المشاعر غير مهمه في منزلك وتوقفت عن تطويرها حين بلغت ال14 حيث تركتك تلك المشاعر متخلف عاطفياً |
Mahvolmuş durumda, güvensiz hisseden, nevrotik ve duygusalsın. | Open Subtitles | أنت ِ منعزلة, و لا تشعرين بالأمان عصبياً و عاطفياً |
Bir dahaki sefere hastanın duygularına dikkat et. | Open Subtitles | في المرة القادمة تذكر أن تعتني بمرضاك عاطفياً |
- Pete, Duygularını öyle görmezden geliyorsun ve iletişime öyle kapalısın ki seni motive etmek için analiz etmekten başka seçeneğim kalmıyor. | Open Subtitles | بيت . انت منفصل عاطفياً وغير مستعد تماما للتواصل وهذا لايترك لي الخيار |
Sadece bay Myerson ve merhumun tüm bu olanlar karşısında duygusal anlamda en çok ehliyetsiz kişiler olduğunu göstermeye çalışıyorum. | Open Subtitles | كانا أكثر الأشخاص معاقين عاطفياً في كل هذا آخر شخصين من المفترض أن يؤتمنا ليأخذا قرار إنهاء حياة إنسان |