"عالقه" - Translation from Arabic to Turkish

• sıkışmış
• sıkıştı
• kalmış

Millet, bu Sarah. sıkışmış olabilir.
يا رفاق أنها ساره أعتقد أنها ربما تكون عالقه

Ben var neden bilmiyorum Bu Watusi in sıkışmış ..
.... انا لا اعرف لماذا هذه الرقصه عالقه فى

Şurda güve sıkışmış sanki.
أظن بأن بعض الأحجار مازالت عالقه في خدي

- Asansörde sıkıştı.
عالقه في هذا المصعد.

Kravatım, sıkıştı.
رابطة عنقي عالقه

Ben size mecbur kalmış olabilirim, ama siz de kesinlikle bana mecbursunuz.
يبدو الامر بالنسبه لك اننى عالقه بك لكن انت الذى علقت بى

- O sıkışmış mı?
أنها عالقه , أليس كذلك ؟

sıkışmış.Kıpırdamıyor bile.
انها عالقه تباً

Açılmıyor, sıkışmış.
لايمكنني، إنها عالقه

- sıkışmış da ne demek?
انها عالقه ماذا تعنين بعالقه؟

Bacağı destek kirişi ile kazık arasına sıkışmış.
ساقه عالقه بين التقاطعات

Arkana sıkışmış.
انها عالقه في الزاويه

Kilitli ya da sıkışmış herhalde.
-إنها مغلقه أو عالقه

Bacağı sıkışmış.
ساقها عالقه

sıkışmış!
إنها عالقه

- sıkışmış!
-انها عالقه

Hafızası, 2002 yılında sıkıştı.
2002 عام فى عالقه ذاكرته

Yapamam! sıkıştı. Çak bir tane, Moe.
لا أستطيع إنها عالقه "حررها يا "مو

sıkıştı. Görev durduruldu.
انها عالقه ألغي المهمة

Yoksul Mary ve çocuklar Pencap'da kalmış.
ماري المسكينة أيضآ عالقه فى البنجاب مع الأولاد.

Ve ben de burada kalmış, siktiğimin kırışıklarını ütülüyorum.
وانا عالقه هنا أقوم بكوى تلك الأقمشة اللعينه

Kızıyla yarım kalmış bir işi vardı.
بعد كل ما مر به اليوم لديه امور عالقه مع ابنته.