Yani, buradan geçidi çalıştırma fırsatını yakalayamazsak, burada kaldık. - Öneriler? | Open Subtitles | اذا لم نحصل على نافذة لفتح البوابة من هنا، نحن عالقون |
Bu şaka değil. Feribotu yaktı ve şimdi burada kaldık. | Open Subtitles | إنها ليست مزحة ولقد أعطب المركب ونحن عالقون هنا الان |
Orada kimin olduğu fark etmez. Benim neye inandığım da farketmez. Sıkışıp kaldık. | Open Subtitles | لايهم ما يوجد بالخارج هناك ، ولا يهم ما أصدقهُ ، فنحنُ عالقون |
Burada kısıldık kaldık ama bu o kadar da kötü olamaz. | Open Subtitles | نحن عالقون هنا, لكن ليس بالضرورة أن يكون بالأمر السيئ. |
Güçlü Süreçler Çok fazla insan, mevcut koşullarında kendini kıstırılmış, sıkışmış hisseder. | Open Subtitles | يشعر الكثير من الناس أنهم عالقون أو مسجونون أو مقيدون بظروفهم الحالية |
- Yolda kaldık. - Sorun yok. Birazdan yüzünü güldüreceğim onun. | Open Subtitles | ـ إننا عالقون ـ لا عليك، أنا على وشك أن أسعده |
- Mahsur kaldık. - Hayır, kalmadık. Kestirme bir yol biliyorum. | Open Subtitles | ـ إننا عالقون ـ كلا، ليس كذلك، أنني أعرف طريق مختصر |
Onun çalışan bir arabası var, ...ve eğer farketmediysen, burada mahsur kaldık. | Open Subtitles | لديه سيارة تعمل، وفي حال لم تكن قد لاحظت، نحن عالقون هنا. |
Evet, benim. Burada kaldık. Lütfen kovayı yollayın. | Open Subtitles | نعم، إنه أنا نحن عالقون هنا رجاء إرمي لنا الدلو |
Aptalca sorular sorma! Burada kaldık. Sadece kovayı yolla! | Open Subtitles | لا تسأل أسئلة غبية نحن عالقون فقط إرمي لنا الدلو |
Geç kaldık ve annemle, babam beni bekliyorlar ve biz burada takıldık kaldık. | Open Subtitles | نحن متأخرون وأبويّ ينتظرانني ونحن عالقون هنا |
Burada, yabancı bir dünyada mahsur kaldık ve siz neyi tartışıyorsunuz? | Open Subtitles | هانحن الآن عالقون على كوكب غريب وأنتما تتنافسان على السلطة |
Sanki hapisteymişiz gibi bu otelde kısıldık kaldık. | Open Subtitles | نحن عالقون في هذا الفندق كما لو كان سجناً |
Yani iki hafta boyunca buraya kısıldık mı diyorsun? | Open Subtitles | أتعني أننا عالقون هنا لأسبوعين؟ |
Burada kapana kısıldık ve dışarı çıkmanın tek yolu o olabilir. | Open Subtitles | نحن عالقون هنا و هي طريق نجاتنا الوحيد |
- Farkında mısın bilmiyorum ama asansörde sıkışmış durumdayız. Hadi ama! | Open Subtitles | في حالة أنكِ لم تلاحظين نحن عالقون في المِصعد ، هيا |
Yeni restorasyon hikâyesi olmadan başarısız olmaya devam eden o eski hikâyeyle sıkışmış durumdayız. | TED | دون تلك القصة الجديدة، نحن عالقون بقصة قديمة فاشلة والتي في فشل مستمر. |
Takılıp kaldığımız bu belirsizlikten kurtulmak zorundayız. | Open Subtitles | علينا ان نخرج من هذه المنطقة الرمادية التي نحن عالقون بها |
O adam ortaya çıkana dek burada kalakaldık. | Open Subtitles | ,نحن عالقون هنا حتى يظهر ذلك الرجل مجدداً |
Ne demek yani sıkışmışlar mı? | Open Subtitles | مالذي يعنية هذا ؟ أنهم عالقون ؟ |
Şu anda, tuzağa düştük çünkü tuzağa düşmemizi istiyor. | Open Subtitles | الآن نحن عالقون هنا لأنه يريدنا أن نكون عالقين |
Eğer buraya saplanıp kaldıysanız, eğlenmeye de hakkınız var. Doğru mu? | Open Subtitles | إذا كنتم عالقون هنا , فيجب أن تحظوا ببعض المتعة , أليس كذلك؟ |
Bir kişi hayatını kaybetmiş, diğerleri de yarı yolda mahsur kalmış. | Open Subtitles | شخص ماتَ بالفعل والبقية عالقون في منتصف الطريق. |
Hepimizin bunun bir parçası olduğunu ve bu parçanın, kapanına sıkıştığımızı fark ettim. | Open Subtitles | و قد أدركت أننا جمعنا جزء منه و جميعنا عالقون فيه |
O zaman köşeye sıkıştık, tamam mı, o zaman köşeye sıkıştık. | Open Subtitles | اذاً سنكون عالقون هنا سنكون عالقون لا اعرف |
En az 41 kisş i yaralandı, diğerleri arabalarında mahsur kaldı. | Open Subtitles | على الأقل هناك 41 مصاباً، وهناك الكثير من الأشخاص عالقون في سياراتهم. |