| Onun lanet ülkesinde sıkışıp kaldım, dillerini bilmiyorum. | Open Subtitles | انا عالق في هذه البلد لا أستطيع ان اتحدث لغتهم |
| Arabamdan arıyorum... ve galiba bir oto yıkamada sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | أنا أتحدث إليك من سيارة والظاهر أنني عالق في مغسلة سيارات مغسلة سيارات؟ |
| Kariyer yapamayacağım bir işe saplanmış olabilirim, ama bu demek değildir ki benim de hedeflerim yok. | Open Subtitles | هيه ، لمجرد أنني عالق في الوقت الحالي في نهاية مغلقة لوظيفة لا مستقبل لها فلا يعني ذلك بأنه ليست لدي طموحات أكبر |
| Bir dahi takımı, bir kurtarma operasyonuna yardım ediyor içlerinden birisi ise katran çukurunda mahsur kaldı. | Open Subtitles | فريق عبقرية تساعد على الإنقاذ، و واحد منهم عالق في حفر القطران. |
| Rahatsızlık veren bir çocuk kitabı işte Bob, Biliyorum, ama bunun yanısıra benimle sıkışmış durumda. | Open Subtitles | أعلم أن ذلك كتاب أطفال مزعج، ولكنه عالق في ذهني رغم ذلك |
| Para klipsi ve ehliyet demektir ki bir kedinin içinde mahsur kaldım! | Open Subtitles | مال بالإضافة إلى رخصة قيادة يساوي أنا عالق في قط إنه يريد اللعب |
| Yadigar, muhafazanın dibine sıkıştı, eğer çıkartamazsak, kız kolunu kaybedecek. | Open Subtitles | جزء من العينة عالق في الصندوق و سوف تخسر هذه الذراع إن لم نخرجها |
| Korsan hapishanesinde sıkıştım kaldım, gemimi de kaybettim tayfamın sadâkatini de. | Open Subtitles | إني عالق في معزل قراصنة وفقدت كلاّ من سفينتي وولاء طاقمي |
| Ama şimdi sayende hayatımın kalını boyunca geleceği olmayan bir işte sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | والآن، بسببك أنتِ، أنا عالق في وظيفة بلا مغزى لبقية حياتي |
| Bu evde sıkışıp kaldım. Merdivenleri kullanamıyorum. | Open Subtitles | أنا عالق في هذه الشقة لا أستطيع صعود أو هبوط السلالم |
| sıkışıp kaldım ve elimden hiçbir şey gelmiyor. | Open Subtitles | أنا عالق في الهواء الآن ولايوجد أي شيء استطيع فعله حيال ذلك |
| Evrenin sonundaki delikte aptal bir hurdalıkta sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | أنا عالق في الفجوة في نهاية الكون في ساحة خردة |
| Bir şey yapacağı yok. Batağa saplanmış, beni de kendisiyle sürüklemeye çalışıyor işte. | Open Subtitles | لن يفعل شيئاً إنّه مجرد عالق في الطين |
| Çamura saplanmış, kocaman pahalı bir traktör... | Open Subtitles | جرار كبير عالق في الطين |
| Hiro gücü olmadan 16 yıl öncesinde mahsur kaldı. | Open Subtitles | هيرو) عالق في الزمن) و هو بدون قوى |
| Lachlan, Key Largo'da mahsur kaldı. | Open Subtitles | - (لاكلان) عالق في (كي لارغو) |
| Bir çimento kalıbının içinde sıkışmış durumda her saniye katılaşıp sertleşen beton çimentosunun. | Open Subtitles | انه عالق في أسمنت أسمنت الذي يجف سريعاً |
| - General, Jack o gezegende sıkışmış durumda. | Open Subtitles | -أيها اللواء,جاك عالق في ذلك الكوكب |
| Para klipsi ve ehliyet demektir ki bir kedinin içinde mahsur kaldım! | Open Subtitles | مال بالإضافة إلى رخصة قيادة يساوي أنا عالق في قط إنه يريد اللعب |
| Belki de iki yer arasında sıkıştı. | Open Subtitles | أو ربما هو عالق في مكان ما بين العالمين. |
| Annemin kredi almasına yardımcı olmak için bankada sıkıştım kaldım | Open Subtitles | -إنّي عالق في مصرف ، أساعد أمّي في الحصول على قرض من المصرفيين الخاصّين بي. |