Çok az arkadaşı vardı. Genellikle kendi dünyasında olan bir çocuktu. | Open Subtitles | لديه أصدقاء قليلين أغلب أوقاته يقضيها وحيداً في عالمه الخاص به |
...Maynard Sipes'i seviyorum, ... ...fakat o kendi dünyasında, ... ...kendine dua eden bir paronayak. | TED | وأنا معجب بماينارد بشدة لكنه منغلق في عالمه الخاص وأتمنى له الشفاء فهو مريض بالبارانويا |
Yani aşk yaparken bile kendi dünyasında yalnız gibidir. | Open Subtitles | فحتى في الجماع فهو يبدو و كأنه في عالمه الخاص |
Paradokslardan, insan kendi dünyasını yaratır. | Open Subtitles | من المفارقات انه رجل خلق عالمه الخاص. |
Son nefesiyle... Çok güçlü psişik bir patlamanın salınmasına izin verdi ve o kendi dünyasını yarattı. | Open Subtitles | "برمقه الأخير أطلق انفجارًا تخاطريًا عظيم القوّة لحد صنعه عالمه الخاص" |
Kesinlikle garipti. Sanki Cyrus kendi dünyasında. | Open Subtitles | بلا شك كان أمراً غريباً كما أن سيرس له عالمه الخاص |
Çünkü kendi dünyasında gibi görünüyor. | Open Subtitles | ـ حسنا، لأنه كان يبدو أنه في عالمه الخاص |
Remi kendi dünyasında yaşayıp kendi krallığını yönetiyordu ve küçük şeylerden zevk alıyordu, odada arabaları sıraya dizmek ve çamaşır makinesini izlemek ve arada gelen her şeyi yemek gibi. | TED | ريمى عاش وأدار عالمه الخاص وبقوانينه الخاصة، لقد وجد متعة في الاشياء الصغيرة، كاصطفاف السيارات في جميع انحاء الغرفة و التحديق في الة الغسيل و اكل أي شيئ استطاع الوصول اليه. |
Çünkü kendi dünyasında yaşıyor, kıçyalayıcı. | Open Subtitles | لأن الأحمق يعيش في عالمه الخاص |
kendi dünyasında yaşıyor. | Open Subtitles | يعيش في عالمه الخاص |
O kendi dünyasında yaşıyor. | Open Subtitles | يعيش في عالمه الخاص |
O hep kendi dünyasında yaşar. | Open Subtitles | هو دائما مغيب في عالمه الخاص |
- O vaktinin yarısını kendi dünyasında geçirenlerden. | Open Subtitles | في عالمه الخاص لنصف الوقت |
Pietre ve Donaldson dışarıda, Grant kendi dünyasında. | Open Subtitles | (بييتري) و (دونالدسون) بالخارج و (جرانت) له عالمه الخاص |
kendi dünyasını buldu. | Open Subtitles | لقد وجد عالمه الخاص. |