Gökkuşağı partisi dedikleri bir şey için iki fahişe gelecekmiş. | Open Subtitles | عاهرتين قادمتين لشيء ما يسمى حفلة قوس قزح |
Henry Wolf salı gecesi Willard Hotel'e iki fahişe kiraladı. | Open Subtitles | هنري وولف" قام بإستئجار عاهرتين" في فندق ويلارد ليلة الثلاثاء |
Bir çift fahişeye yenildiğinize inanamıyorum. - Onlar fahişe değil. | Open Subtitles | لا أصدق هذا أنكن قد خسرتن مقابل عاهرتين |
Çünkü arka koltukta iki orospuyla sevişebilir ve kaputun üzerine bir alev makinesi yerleştirebilirsin. | Open Subtitles | لأنه يمكنك مضاجعة عاهرتين معاً في المقعد الخلفي ولن يستطيع أحد إيقافك، صحيح؟ |
Burada oturup iki Alman orospuyla evcilik oynamak hiçbir şeyi değiştirmez. | Open Subtitles | جالس هنا تلعب مع عاهرتين المانياتان -ذلك لن يغيير شيء. |
İki fahişe ve bir komşusuyla görüşüldükten sonra dava rafa kaldırılmış. Evet. | Open Subtitles | بعد التحقيق مع عاهرتين تم إغلاق القضية |
Biliyor musunuz, masum fahişe tüccarlarını bağlayıp onları soyan iki fahişe hakkında bir dedikodu duymuştum. | Open Subtitles | أتعلمان سمعت إشاعات عن عاهرتين |
Yaşlı iki fahişe gibi. | Open Subtitles | مثل عاهرتين كبيرتين في السن |
Yaşlı iki fahişe gibi. | Open Subtitles | مثل عاهرتين كبيرات في السن |
♪ İki küçük fahişe. Hepsi korkudan titrerler.♪ | Open Subtitles | *عاهرتين ترتعشان من الخوف* |
- fahişe gibiler. | Open Subtitles | عاهرتين يبدوان |
Rolo az önce iki fahişe istedi. | Open Subtitles | (رولو) طلب للتوّه عاهرتين |
Burada oturup iki Alman orospuyla evcilik oynamak hiçbir şeyi değiştirmez. | Open Subtitles | جالس هنا تلعب مع عاهرتين المانياتان -ذلك لن يغيير شيء. |