İnternet dünyası onun için çıldıracak. Ona dair etiketlemeler var. | Open Subtitles | أعني، أصبحوا عبر الإنترنت مجنونين بها هناك علامة تجزئة عليها |
İnternet'te gördüm ki bu parti için yardıma ihtiyaç duyduğunuzu yazmışsınız. | Open Subtitles | قرأت إعلانكم عبر الإنترنت عن حاجتكم إلى المساعدة لتنظيم هذه الحفلة |
John Green: online videoların piksellerini görebildiğim günleri özledim şimdi! | TED | جون غرين: يجعلني أحن لتلك الأيام عندما ترى وحدات البكسل في فيديو عبر الإنترنت. |
İnternette de yüz yüze de onunla konuşma, yanına da yaklaşma, tamam mı? | Open Subtitles | مطلوب منك ألا تتحدثي معي لا تقتربي منها تماماً شخصياً أو عبر الإنترنت |
- Hükümetin siber saldırılara karşı en güvenli gözleme odası. | Open Subtitles | حيث نراقب أكثر شبكات الحكومة إحكامًا ضدّ الهجمات القادمة عبر الإنترنت. |
Para birimi bir şirketteki hisselere benzer şekilde hareket eder. Tıpkı borsadaki gibi. çevrim içi işlem gördükçe değeri artar. | TED | العملة مماثلة لأسهم الشركة، مثل البورصة العامة، تزداد قيمةً عند المداولة عبر الإنترنت. |
Ancak internette başarılı olmanın diğer bir getirisi de internet nefreti. | TED | لكن الجانب الآخر للنجاح عبر الإنترنت هو الكره |
Bu yaklaşım internet reklamcılığı gücünü kullanarak bu örgütün mesajlarına inanabilecek insanlar ve bu mesajları alaşağı edecek güvenilir kişiler arasındaki açığı kapatıyor. | TED | تستخدم قدرة الإعلان عبر الإنترنت لسد الفراغ بين سريعي التأثر برسالة داعش وتلك الأصوات الموثوقة التي تفضح الرسالة. |
Size ikinci bir örnek vermek istiyorum: internet tacizi. | TED | أرغبُ في إعطائكم مثالًا آخر: التحرش عبر الإنترنت. |
İnternet tacizcileri başka bir insana neyin anlamlı geldiğini anlamaya çalışıyorlar. | TED | يعمل المتحرشون عبر الإنترنت أيضًا على معرفة ما الذي سيثير انتباه شخص آخر. |
Mümkün olduğu kadar çok online sohbetler edin. | TED | وبالتوازي مع ذلك، حاول جعل أكبر قدر من التواصل عبر الإنترنت. |
online iş başvurusu yapmak zamanımızın en kötü dijital deneyimlerinden biri. | TED | التقدم للوظائف عبر الإنترنت هي واحدة من الأسوأ الخبرات الرقمية في عصرنا. |
Geçtiğimiz bir ve iki yılda açık-erişimli online haritaların etkileri olağanüstüydü. | TED | تأثير العرض المفتوح لهذه البطاقات عبر الإنترنت في غضون السنتين الماضيتين كان ببساطة مدهشا. |
Hepsini internette yayınlamadan önce son bir video daha çekeceğim. | Open Subtitles | فيديو أخير مُتبقى قبل أن أقوم بنشرهم كلهم عبر الإنترنت |
İnternette bir kulağı duymayan bir askerin bilgilerine denk geldim. | TED | كما وجدت أيضًا عبر الإنترنت جنديًا آخر أصم في أذن واحدة. |
Gizli internet bilgilerinden, siber savunmadan şifrelemeden ve veri araştırmalarından sorumlusunuz. | Open Subtitles | أنتم مسئولون عن الإنقاذ عبر الإنترنت تحليل الشفرات،الدفاع عبر الإنترنت، إستخراج البيانات.. |
Bu, çevrim içi alışveriş yaparken cebinizde olabilir. | TED | وفي الحقيقة يمكن أن يكون هذا في جيبك وبينما أنت تتسوق عبر الإنترنت. |
Üstüne ev adresiniz herkesin göreceği şekilde internete konuluyor. | TED | وُضع في الواقع عنوان بيتك ليراه الجميع عبر الإنترنت. |
İfadeler oluşturuyorsun ve diğer oyuncular çevrimiçi olarak onları çözmeye çalışıyor. | Open Subtitles | أنت تبتكر عبارات و اللاعبين الآخرين عبر الإنترنت يُحاولون فك شفرتهم |
Sence gerçekten insanlar birbirini yüz yüze yerine internetten daha mı iyi tanır? | Open Subtitles | أتظنّين بوسع الناس فعلاً معرفة بعضهم البعض عبر الإنترنت بشكل أفضل من المواجهة؟ |
Sanal zorbalık federal bir suçtur, İsmail. Federal bir suç. | Open Subtitles | البلطجة عبر الإنترنت هي جريمة فدرالية يا اسماعيل جريمة فيدرالية |
Son üç yılımı internetteki en korkunç insanlarla konuşarak geçirdim. | TED | أمضيت الثلاث سنوات الماضية في التحدث إلى بعض أسوأ الأشخاص عبر الإنترنت. |