En son bir haftada ülkeyi bir uçtan bir uca dolaştı. | Open Subtitles | آخر جولة كانت عبر البلاد و عاد في أقل من أسبوع |
O zaman sen ve babam ailemizi ülkenin öbür ucuna taşımadan önce bana sorsaydınız. | Open Subtitles | إذاً كان من الأفضل أن تسأليني أنتِ وأبي قبل أن تنقلي عائلتنا عبر البلاد |
ülke genelinde sadece tek bir şeyi isteyen milyonlarca Yemen halkının dayanışması. | TED | ان التضامن الذي اعترى ملايين اليمنين عبر البلاد لا يطالب الا بشيء واحد هو التغيير |
Yerli bir şirketle anlaşmış, arıları Ülkenin diğer ucuna götürmek için zirai izinleri varmış. | Open Subtitles | لديهم ترخيص زراعي لشحن نحلهم عبر البلاد تمويلاته المالية ربطته بمجموعة إرهابية جديدة |
Sara Tancredi az önce ülkenin diğer tarafına tek gidiş bir bilet almış. - Nereye peki? | Open Subtitles | لقد قامت (سارة تانكريدي) لتوها بحجز تذكرة طيران ذهاب فقط عبر البلاد |
Yirmi beş kulüp, yüzlerce oldu, sonra binlerce, ta ki ülke çapında 7 bin kulüpte yaklaşık çeyrek milyon çocuk olana dek. | TED | من 25 نادي ، أصبحنا مئات ، ثم آلاف حتى قاربنا ربع المليون طفل في 7000 نادي عبر البلاد. |
Donor'ın kalbini Boston'Dan alarak, 3000 mil koşarak ülkeyi geçmen gerekecek. | Open Subtitles | ستحتاج لأستلام القلب المتبرع في بوسطن وتركض 3000 ميل عبر البلاد |
Demek bu yüzden bizim peşimizden ülkeyi dolaşıp o cinayetleri işledin? | Open Subtitles | حسنا,إذن هذا هو سبب لحاقك بنا عبر البلاد و قلدت هذه؟ |
Sayısız okulu ziyaret ederek ülkeyi geziyorum, çocuklara harika kediler çizdiklerini söylüyorum. | TED | أسافر عبر البلاد لأزور عدد لامعدود من المدارس لأخبر الكثير من الأطفال أنهم يرسمون قطط رائعة. |
Birden bire eşyalarımızı toplayıp ülkenin öbür ucuna taşınamayız. | Open Subtitles | حسنا، لا يمكننا ببساطة حزم أغراضنا والانتقال عبر البلاد. |
Hoşlanmıyor ve şunu bilmeni istiyor ki Hooli xyz'yi kendi başına işletmek için dört okul çağındaki çocuğunu ve büyük annesini ülkenin öbür ucuna getirmiş. | Open Subtitles | لا هو غير معجب بك, و اراد منك أن تعرف أنه نقل أربع أطفال في سن المدرسة و أمه المسنة عبر البلاد |
Hayat kurtarmak için ülkenin öbür ucuna gitmek zorundayım. | Open Subtitles | و الآن يتحتّم أن أقطع كل تلك المسافة عبر البلاد لأنقذ حياة الناس |
Bir defa bir orman yangınını takip etmek için ülke genelinde yolculuğa çıktı, bir hafta boyunca kamerası ile peşinden koştu. | TED | ذات مرة، سافر عبر البلاد ليتتبّع حريقًا في الغابة، لاحقه بالكاميرا لمدة أسبوع. |
O günden sonra, Londra'da tekrar gerçekleşti dünya çapında ve ülke genelinde yapılmaya başlandı. | TED | منذ ذلك الحين، تكرر هذا الحدث في لندن مرة أخرى، إنه يحدث بصورة عالمية، و عبر البلاد. |
ülke genelinde çözülmemiş binlerce kayıp kadın vakası var. | Open Subtitles | هناك حرفيا الآلاف من قضايا اختفاء النساء المفتوحة حاليا عبر البلاد |
Hiçbir stüdyo sizi Caroline'ın parasını kaybettiği film hakkında sadece konuşmak için Ülkenin diğer ucuna uçurmaz. | Open Subtitles | لا يمكن أن يجعلكم أي أستوديو تسافرون عبر البلاد ليناقش معكم فيلم حول كارولين وخسارتها لكل أموالها |
ülke çapında paniğe yol açacak olaylar zincirinin içine girmek üzereyiz ve bunu kontrol etmek biraz zaman alacak. | Open Subtitles | نحن على وشك بدء سلسلة من الأحداث ستخلق قلقاً عبر البلاد, سيتطلب هذا بعض الوقت للسيطرة عليه |
Onun yerine ülkede oradan oraya uçarak yeni bir iş bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | وبدلاً من ذلك ، أحلق عبر البلاد لمُحاولة الحصول على وظيفة جديدة |
Yüzlerce insan burada toplanmış durumda ülkenin her bir yanından açgözlülük ve bozulmaya karşı durmak için, protesto ediyorlar. | Open Subtitles | المئات قد تجمّعوا هنا وفي مُدن أخرى عبر البلاد لأخذ موقف ضد ما يدعونه بالجشع والفساد. |
Slim ve arkadaşları ülkedeki çeşitliliği göstermek için ülkenin dört bir yanına yüzlerce fotoğraf yapıştırdılar. | TED | سليم وأصدقائه جالوا عبر البلاد وألصقوا مئات الصور في كل مكان لإظهار التنوع في البلاد. |
Bunlar, okula başlama vakitleri tartışılırken tekrar tekrar ülke boyunca her bölgede ortaya çıkan benzer kaygılardır. | TED | وهذه هي نفس المخاوف التي تطفوا على السطح من منطقة لأخرى، وفي كل مرة عبر البلاد كلما تمت مناقشة بدء الدوام المدرسي. |
ülke geneline alaycıkuş kapanı kuracağım ve onları nazikçe alaycı Molotov kokteyli gibi ağzı geniş bir kavanozun içine koyacağım. | TED | سأقوم بنصب شرك لكل الطيور المحاكية عبر البلاد وأضعهم برفق داخل جرارات ماسون مثل كوكتيل مولوتوف للطيور المحاكية. |
Ama sonra, bu sevgililer, ülke çapındaki cinayetlerine başladılar ve amansız geçen üç kısa hafta sonunda geride Mallory'nin öz anne ve babası da dâhil olmak üzere bilinen 48 ceset bıraktılar. | Open Subtitles | لكن الزوجان بدآ برحلة قتل جماعي عبر البلاد التي استمرّت ثلاثة أسابيع من الرعب المستمرّ مخلّفين ورائهم ثمانٍ واربعون جثة |