Bazı suistimal iddiaları olmuş ve belli bir sayıda görev gücünün karıştığı vurma eylemleri. | Open Subtitles | كانت هنالك بعض الإدعاءات لسوء التصرف و عددٌ من حالات إطلاق النار المتعلقة بالضباط. |
Çok sayıda kadın olur herhalde. | Open Subtitles | .عددٌ كبير من النساء، يتخيّل لي |
Çok sayıda kadın olur herhalde. | Open Subtitles | عددٌ كبيرٌ من النّساء بحسب ما أتصوّر. |
Maalesef, az sayıda insan orjinal 48 saat penceresinde virüse maruz kalmışlardır, bu nedenle karantina zamanını uzatma kararı aldık. | Open Subtitles | لسوء الحظّ، عددٌ صغير من الأشخاص تعرّضوا للفيروس خلال فترة الـ48 ساعة الأساسيّة، وإتّخذنا قرارًا بتمديد فترة الحجر الصحّي. |
Doktor kendini muazzam bir mağarada buldu mağarada, her biri hayatın süresini simgeleyen sıralı haldeki Sayısız mum titriyordu. | TED | وجد الطبيب نفسه في كهف ضخمٍ مصفوف بداخله عددٌ لا متناهي من الشموع، كل منها تمثل فترة من الحياة. |
Eğer 16. yasa tasarısını dikkatlice okursanız, yeterli sayıda eyaletin tasarıyı hiç oylamadığını görürsünüz." A.B.D Bölge Hakimi James C. Fox - 2003 | Open Subtitles | إذا فَحصتَ التعديل السادس عشْرَ بعناية، سوف تَجِدُ " "أنه لم يُصدق عددٌ كافٍ مِنْ الولاياتِ على ذلك التعديل قاضي محكمة المقاطعة James C. Fox - جيمس أمريكي سي . فوكس 2003 |
- Kısıtlı sayıda şişelenmiş. | Open Subtitles | ولدينا عددٌ محدود |
Çok sayıda vatandaş kaybolmuş. | Open Subtitles | فُقد عددٌ كبير من السكان |
ABD'de eskiden Sayısız kabile varken, şu an itibarıyla federal olarak 567 kabile mevcut. | TED | وحتى الآن، هناك حوالي 567 قبيلة معترفٌ بها فيدرالياً في الولايات المتحدة الأمريكية بينما كان هناك عددٌ لا يحصى منها. |
Sayısız adam, kadın ve çocuk geride bırakılacak. | Open Subtitles | عددٌ لا يُحصى من الرجال والنساء والأطفال سنخلّفهم وراءنا. |
En başarılı bebeklerin Kasım'da doğduğuna dair Sayısız çalışma var. | Open Subtitles | كان هنالك عددٌ لا يحصى من الدراسات التي تشير إلى أن نسبة كبيرة من الأطفال الناجحون |