| Aşçıyla mönü hakkında konuşurken onu düşünmemeye çalıştım. | Open Subtitles | حاولت عدم التفكير به عندما ناقشت قائمة الطعام مع الطاهية. |
| Uyumaya gittiğimde de onu düşünmemeye çalıştım. | Open Subtitles | وحاولت عدم التفكير به عندما خلدت إلى النوم. |
| onu düşünmemeye çalışıyorum, dikkatimi başka şeylerle dağıtmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط احاول عدم التفكير به, اشغل نفسي بأشياء تشغلني |
| Bahçede, Harriet'e karşı olan duygularından emin olmak için papatya falı bakarken onu düşünmemeye çalıştım. | Open Subtitles | حاولت عدم التفكير به في الحديقة حيث أخذت أنتف أوراق زهرة الربيع للتحقق من مشاعره تجاه (هارييت). |
| onu düşünmemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | فقط احاول عدم التفكير به |