Onun düşmanı olduysan, seni yok edene kadar asla durmaz. | Open Subtitles | إن كنت عدوها لن يغمض لها جفن حتى تقضي عليك |
Bu teknedeki herkesin düşmanı olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | حسنا، أمس فقط كانت تقول كان الجميع من حولها في هذا القارب عدوها |
Diyelim ki ona günışığından korkmayı öğrettiler bir düşmanı olduğunu ve.. | Open Subtitles | لنقل بأنها تعلمت أن تخاف ضوء الشمس تعلمت من هو عدوها وأنه سيجرحها |
Eğer onu, düşmanı değil de dostu olduğuma inandırabilirsem tabii. | Open Subtitles | فقط إن استطعت إقناعها أني لست عدوها بل حليفها |
Düşmanının elinin boğazını sıktığı an geldiğinde hayatta kalmanın tek yolu, düşmanın yöntemlerini kullanmak... .. ve bundan menfaat sağlamak için.. başka şeyleri önemsememezmiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | بذات اللحظة التي تمسك بها بخناق عدوها وحينذاك سيبدو أن الطريقة الوحيدة للبقاء هي استخدام وسائل العدو... لوضع حاجة البقاء بمقام الذريعة، أي النظر للاتجاه المعاكس |
Düşmanının düşmanı olduk. | Open Subtitles | نحن عدو عدوها |
Bu basit kartlardan daha fazlasını kavrayabilirse ilerleme kaydedip ona bu odadaki herkesin düşmanı olmadığını göstermeye çalışabiliriz. | Open Subtitles | إذا كانت تفهم ما هو أكثر من هذه البطاقات إذًا سنتقدم للأمام نحاول أن نريها أن ليس كل شخص بهذه المدينة عدوها |
Marie Laveau'nun şimdiye dek can düşmanı olduğunu daima da öyle kalacağını unuttu. | Open Subtitles | لقد نست أن (ماري لافو) كانت وستبقى دائماً عدوها اللدود. |
Yabancı istilasını geri püskürtmek ümidiyle imparatoriçe, radikal bir adım attı ve "Boksörler" olarak bilinen, eski düşmanı asilerle ittifak kurdu. | Open Subtitles | و فى محاولة لردع هذا التدخل الأجنبى قامت الإمبراطورة بأخذ خطوة حاسمة بالتحالف مع عدوها السابق من المتمردين (و الذين عُرِفوا باسم (الملاكمين |
İmparatoriçe, eski düşmanı Boksörler'e destek verip onları, kullanarak yabancı istilacıları kovabileceğine inanıyordu. | Open Subtitles | و قد آمنت الإمبراطورة أنها بتقديم العون و المساعدة (لهؤلاء (الملاكمين فسيمكنها استخدام عدوها السابق لطرد هذا المتدخل الأجنبى |