"عذرتني" - Translation from Arabic to Turkish

    • izin verir
        
    • müsaade eder
        
    • İzninizle
        
    • izin verirsen
        
    • İzin
        
    • müsaadenle
        
    • müsaadenizle
        
    • müsade
        
    • izin verirseniz
        
    • Şimdi izin
        
    • Müsaadeniz
        
    • izin verebilir
        
    -Bir saniye izin verir misin? Open Subtitles هل عذرتني للحظة؟ مرحبا، مرحبا؟
    Çok özür dilerim. Bir saniye izin verir misin? Open Subtitles أنا آسفة جداً، هلا عذرتني لثانية؟
    Tuvalete gitmem gerek. müsaade eder misiniz müdür bey? Open Subtitles علي الذهاب إلى دورة المياه هلا عذرتني واردن ؟
    - Bir dakika müsaade eder misin? Görünüşe göre, ilişkiniz kalıcı olma yolunda hızla ilerliyor. Tebrikler. Open Subtitles هل عذرتني للحظة ؟ يبدو انكما تتفقان جيدا , تهانىء
    Öyleyse izninizle bu öğlen annemin cenazesi var ve anma konuşmamı bitirmem gerekiyor. Open Subtitles إذن ، إذا عذرتني فجنازة أمّي بعد ظهر هذا اليوم وأنا بحاجة فعلاً لإنهاء تأبينها
    Eğer izin verirsen, o odaya girip yaptıklarımın arkasında duracağım. Open Subtitles والان اذا عذرتني سأدخل لهذه الغرفة حالا واعترف بما فعلت
    Bir dakika izin verir misin? Open Subtitles هلاّ عذرتني لدقيقةٍ واحدة؟
    Ugh. Bir dakika izin verir misiniz? Open Subtitles هلا عذرتني لدقيقة واحدة؟
    Bana izin verir misin? Open Subtitles هلا عذرتني للحظة؟
    Telefona bakmalıyım. Bir iki dakika izin verir misin? Open Subtitles فنسنت" ، هلا عذرتني علي أن أرد عليه"
    Bana bir dakika izin verir misin? Open Subtitles هلّا عذرتني لدقيقة واحد فقط؟
    Özür dilerim, bir saniye müsaade eder misiniz? Open Subtitles أنا آسفة، هلا عذرتني للحظة واحدة؟
    müsaade eder misin evlat? Open Subtitles هلا عذرتني,كيت؟
    Biraz müsaade eder misiniz? Open Subtitles هلا عذرتني للحظة؟
    Şimdi izninizle, Hazel yeni kız arkadaşıyla buluşmaya gidiyor. Open Subtitles إذا لو عذرتني هازل بالخارج لتقابل لتقابل فتاتها بطريقة أفلاطونية
    Şimdi izin verirsen eğer, gidip ailemle Noel hediyelerini açacağım. Open Subtitles الآن، إذا عذرتني يجب ان أَذْهبْ وأفتح الهدايا مَع عائلتِي
    müsaadenle, ödevlere not vermem gerekiyor. Open Subtitles والآن إن عذرتني لديّ أوراق أصححها
    müsaadenizle gidip Caroline'e söyleyeyim. Open Subtitles حسناً, اذا عذرتني للحظة سأذهب لأخبر كارولاين
    simdi müsade edersen ocakta yemegim var. Open Subtitles الآن, إذا عذرتني لدي بعض الطعام على الموقد
    Birkaç dakikalığına izin verirseniz görmem gereken birisi var. - Elbette. Open Subtitles هلاّ عذرتني لعدة دقائق هناك شخص أحتاج لرؤيته
    Bize bir saniye izin verebilir misin? Open Subtitles هلا عذرتني لثانية وحدة ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more