Günahları yüzünden kendisine benden daha çok işkence etti. Onun mutlu olmasını isterdim. | Open Subtitles | عذّب نفسه على خطاياه أكثر ممّا كنت لأفعل وتمنّيت له السعادة |
"Randy, Bay Clark'a işkence etti ve onu ağlattı." | Open Subtitles | راندي ) عذّب سيد ( كلارك ) و جعله يبكي ) |
Kedisine işkence mi yaptı? | Open Subtitles | عذّب قطته؟ |
Kedisine işkence mi yaptı? | Open Subtitles | عذّب قطته؟ |
Apophis aynı şeyle işkence görmüş. | Open Subtitles | أبوفيس عذّب بنفس الشيء |
Bir sürü masum insana işkence eden ve bir sürü ailenin hayatını mahveden bir adamı affetmemiz gerektiğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | أتعني بأن علينا أن نصفح عن الرجل الذي عذّب الكثير من الأبرياء ودمّر حياة الكثير من الأسر؟ |
Duyduğum kadarıyla arkadaşı Marcel'e işkence etti. | Open Subtitles | حسبما سمعت، فإنّه عذّب صديقه (مارسل) ولعن أم ابنته |
Sonrada Hawkins adama işkence etti. | Open Subtitles | وبعد ذلك (هوكينز) عذّب الرجل |
Abime işkence mi yapmış? Evet. | Open Subtitles | -هل عذّب أخي؟ |
Adil değil çünkü bu kadar çok insana işkence eden bir insan nasıl olur da böyle huzur içinde ölebilir? | Open Subtitles | ...إنه ليس عدلاً لأن كيف يمكن لشخص عذّب الكثير من الناس أن يموت بسلام هكذا؟ |