dediler. İşte o zaman, onlara tekrar çay teklif ettim, bir yudum aldılar ve güldüler. | TED | وهذه المرة, عرضت عليهم الشاي للمرة الثانية أخذوا منه رشفة وضحكوا. |
Satın almak için teklif ettim... fakat yaşlı insanların nasıl olduğunu biliyorsunuzdur. | Open Subtitles | عرضت عليهم شراءه لكنك لا تعرف كيف هم العجزة |
Onlara yapmadığım bir şey için 100 milyon dolar teklif ettim. | Open Subtitles | لقد عرضت عليهم 100مليون دولار، لشئ لم أفعله |
Basit. Sattığım insanlara iki katını önerdim. | Open Subtitles | سهلة ، لقد عرضت عليهم ان ابيعه لهم ضعف ما عرضته عليهم. |
Onlara bir torba dolusu para önerdim, Ama anlaşmaya hiç niyetleri yoktu. | Open Subtitles | عرضت عليهم مبلغاً طائلاً ولكن ليس لديهم نية في الترضية. |
İşi daha cazip kılmak için bir de vergi muafiyeti teklif ettim. | Open Subtitles | لذا فقد عرضت عليهم إعفاء ضريبي كامل لكي أُلطِّف الإتفاق. |
Gitmeleri için 100 dolar teklif ettim, hâlâ gitmediler. | Open Subtitles | عرضت عليهم 100 دولار وما زالوا لا يريدون الرحيل. |
Korumayı teklif ettim. | Open Subtitles | عرضت عليهم حمايتي |
Senin sevdiğin şu salatalıklı sandviçlerden yapmayı teklif ettim... istersen sana da ayırabilirim. | Open Subtitles | في منزل (مارغريت) ، ولقد عرضت عليهم لصنع بعض من تلك الساندويشات التي تحبينها كثيرا لذا يمكنني الاحتفاظ بالبعض لك |
Onlara barış önerdim ama şiddeti seçtiler. | Open Subtitles | لقد عرضت عليهم السلام لكّنهم اختاروا العنف |
Kişi başına bir binlik önerdim. | Open Subtitles | عرضت عليهم 1000 دولار للفرد |
Söyledim. Hatta onlara yerime birini bile önerdim. | Open Subtitles | حتى أني عرضت عليهم البديل |
Aynı derece değerli bir şey önerdim. | Open Subtitles | عرضت عليهم شئ بذات القيمة |
Aynı derece değerli bir şey önerdim. | Open Subtitles | عرضت عليهم شئ بذات القيمة |