O bilgiyi almak için blöf yapacağınızı bildiğim gibi kameranın onu çekmeyeceğini de biliyordum. | Open Subtitles | نعم، كنتُ أعرف أنّ تلك الكاميرا لن تسجّله، تمامًا كما عرفتُ أنّك ستقوم بخداعي للحصول على تلك المعلومات |
Sana kalsa asla almayacağını biliyordum, o yüzden para biriktiriyordum ve cuma günü elimizde olacaktı. | Open Subtitles | عرفتُ أنّك لن تشتريها بمفردك لذا... كنتُ أوفّر... |
Orta yolda buluşacağımızı biliyordum. | Open Subtitles | عرفتُ أنّك ستقاطعني في منتصف الطريق |
Abimin beni düşüneceğini biliyordum. | Open Subtitles | عرفتُ أنّك ستفكّرُ فيّا يا أخي الكبير. |
Senin yenilgiyi kabul eden biri olduğunu biliyordum, tamam. | Open Subtitles | أوَتعرف، لطالما عرفتُ أنّك إنهزاميّ. |
Bana karşı sadık olmadığını biliyordum. | Open Subtitles | لطالما عرفتُ أنّك لستَ وافيّاً لي |
- Bunu soracağını biliyordum. | Open Subtitles | -بسبب عمليات القبض التي حققناها اليوم -هل هناك جرائم قتـل؟ عرفتُ أنّك ستكون مهتم بذلك |
Sırtımdan bıçaklayacağını biliyordum. | Open Subtitles | لطالما عرفتُ أنّك ستخونني. أنا؟ |
Geleceğini biliyordum. | Open Subtitles | عرفتُ أنّك ستأتي. |
Bunu başarabileceğini biliyordum. | Open Subtitles | عرفتُ أنّك ستحاول السيطرة |
Geri döneceğinizi nereden biliyordum acaba? | Open Subtitles | كيف عرفتُ أنّك ستعود ؟ |
Oyuna geleceğini biliyordum, Regan. Tek yaptığım önüne yem atmak oldu. | Open Subtitles | عرفتُ أنّك ستلتهمُ الطعم يا (ريجان)، كلّ ما فعلتهُ هو تدليةُ الجزرة |
Yapabileceğini biliyordum! | Open Subtitles | عرفتُ أنّك ستفعل ذلك |
Geleceğinizi biliyordum. | Open Subtitles | عرفتُ أنّك ستأتي |
Aşağılık herif! Mojin Amulet'ini sakladığını biliyordum. | Open Subtitles | (أيّها الوغد، عرفتُ أنّك لن تفرّط في شارة (موجين شياو واي |
Sorumsuz biri olmadığını biliyordum. | Open Subtitles | عرفتُ أنّك لستَ مُستهترًا |
Yapabileceğini biliyordum. | Open Subtitles | لقد عرفتُ أنّك يمكنك فعلها |
Ama ben biliyordum. | Open Subtitles | لكنني عرفتُ أنّك ستفعلين. |
Uzak kalamayacağını biliyordum. | Open Subtitles | (هاوس) عرفتُ أنّك لن تقاوم |