"عرفتُ ذلك" - Translation from Arabic to Turkish

• Biliyordum

Biliyordum. Dün gecenin mutlaka bir sebebi vardı.
لقد عرفتُ ذلك, لا بدّ و أن يكون السبب ليلة أمس

Biliyorum.. şeytan buralarda dolanıyor Biliyordum
لقد عرفت حينما إنتقلتِ إلى هنا لقد عرفت بأن الشيطان سيسعئ خلفك عرفتُ ذلك فحسب و إنظري لحالك.

Yıllarca bu dürtüye direndim fakat Biliyordum ki o düğmeye basacak olursam birileri gelip beni kurtaracaktı.
وقاومتُ هذا الأغواء لأعوام. لكني عرفتُ ذلك وضغطتُ على ذلك الزر على أمل أن يأتي أحدهم وينقذني.

Bana yalan söylediğini Biliyordum. Biliyordum.
عرفتُ بأنه كان يكذب عليّ , عرفتُ ذلك

Bunu Biliyordum ama üzerinde çalışmaya devam ettim.
عرفتُ ذلك. لكنني أستمريت في العمل.

Sen profesyonelsin. Biliyordum, Biliyordum.
أنتَ مُحترف، عرفتُ ذلك، عرفتُ ذلك

Bunu zaten Biliyordum, hakim dosyana şöyle yazmıştı "Sanık hiçbir pişmanlık göstermemektedir, ancak bir sürü başka şey göstermektedir".
للتوّ عرفتُ ذلك, لأنّ القاضي كتب ذلكَ في ملفكِ. "المدعي عليه لم يظهر أيّ علامات ندم, ولكن ظهرَ أشياء أخرى".

Bu yüzden Kraliçenin ısırığından etkilenmedin, Biliyordum.
عرفتُ ذلك.لهذا لم تتأثر بعضّة الملِكة

Ondan haber alamadığımda bir şey olduğunu Biliyordum.
عرفتُ ذلك... عندما لم يتصل بي، أنّ شيئا ما حدث.

Çantada garip bir şey olmadığını Biliyordum, Bobby.
عرفتُ ذلك! لقد عرفت بأنه لن يكون هنالك شيء غريب بهذه الحقيبة.

Beni gördü. Biliyordum.
لقد رآني ، عرفتُ ذلك

Biliyordum, dostum. Ben öldüm.
عرفتُ ذلك أنا في حُكم الميّت

Biliyordum. Söylemene gerek yoktu. Milt'in karısına neden çiçek aldın?
عرفتُ ذلك ،لم يكن عليك إخباري بذلك و لكن لماذا قمتم بشراء الزهور لزوجة (ميلت)؟

- Tanıştığımız andan itibaren Biliyordum.
-منذ اللحظة التي التقيتُ بك, عرفتُ ذلك

Asla kimsenin karısı olmayacağımı Biliyordum.
أنا دائماً عرفتُ ذلك

Bunu baştan beri Biliyordum.
عرفتُ ذلك من البداية.

O zaman da Biliyordum.
عرفتُ ذلك حينها.

Biliyordum.
لقد عرفتُ ذلك ..

En başından beri bunu Biliyordum.
عرفتُ ذلك منذ البداية.

Biliyordum işte.
عرفتُ ذلك للتوّ.