Sırada benim olduğumu biliyordu. terini silmemiş. | Open Subtitles | كان يعلم أني سأستعمله بعده فلم يمسح عرقه |
Düzenli bir müşterim var ama teri karides gibi kokuyor. | Open Subtitles | لدي عميل متكرر. لكن عرقه رائحته . كسمك روبيان الجمبري |
Keşke adama terinin tatlı koktuğunu söyleyebilseydim. | Open Subtitles | تمنيت لو أني استطعت إخبار الرجل... أن رائحة عرقه تبدو لذيذة |
Benim de damarlarımda Alman kanı akıyor. Bir ırka bir başka ırk yardım edemez. | Open Subtitles | ـ ـ ـ على الرغم من أن لدي قطرة دم ألمانية لكن لا أحد يمكنه مساعدة عرقه |
yerli olduğunu görebiliyoruz. Şimdi onun ırkını | TED | امريكا الاصليين. الار اريد فقط ان اغير عرقه |
Oğlun Rahul'un damarlarını kestiğini kimseye söylemem. | Open Subtitles | لن أخبر أحداً بأن إبنك الوحيد راهول قد قطع عرقه |
Süpermen, Kripton vücuduna sahip, dolayısıyla Kripton terine de sahip. | Open Subtitles | جسم "سوبرمان" مكون "من مواد "كريبتونية و بالتالي فإن "عرقه "كريبتوني |
Gerçi son sözcü terden suya batıyordu, onu geçmek zor değil. | Open Subtitles | بالطبع، فإن السكرتير الصحفي الآخير ... ،أوشك أن يغرق في عرقه مستواه منخفض |
Hammond üst katta terini yontarken James ve ben kaçmaya başladık. | Open Subtitles | بينما هاموند كان في الطابق العلوي، نقش من عرقه ... ... جيمس وأنا جعلت ترشيح نفسه لذلك. |
Doktor terini kokladı. | Open Subtitles | الدكتور شم رائحه عرقه |
Onun gerçek adı bu değildi, biz ona böyle diyorduk, çünkü teri iki gömlek ve bir spor ceketten geçecek kadar terliyordu. | Open Subtitles | لم يكن هذا إسمه الحقيقي ولكننا كنا نطلق عليه هذا الإسم لأن عرقه يظهر حتى و لو كان يرتدي قميصين وسترة |
teri, göğüs kıllarını parlatırdı ve dudaklarını yavaşça yalayarak... | Open Subtitles | عرقه كان يجعل سترته الجلدية تلمع وكان يلعق شفته ببطئ شديد... |
Asla terinin güzel koktuğunu söylemedim. Söylediğim şey... | Open Subtitles | لم أقل أن رائحة عرقه زكية |
Bu yüzden terinin tadına baktım. | Open Subtitles | لهذا السبب تذوقت عرقه. |
O ırk öldü. | Open Subtitles | عرقه ميت. |
Dünyanın geri kalanına göreyse ırkını ülkesinden üstün tutan ünlü bir adam demek. | Open Subtitles | إلى بقية العالم، انه بل هو رجل مشهور وضع عرقه فوق بلده |
Onun damarlarını kestiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعلم بأنه سيقطع عرقه |
Şu terine bak! | Open Subtitles | انظر,عرقه |
Gerçi son sözcü terden suya batıyordu, onu geçmek zor değil. | Open Subtitles | بالطبع، فإن السكرتير الصحفي الآخير ... ،أوشك أن يغرق في عرقه مستواه منخفض |