Damadın düğünden önce gelini görmesi kötü şans getirmez mi? | Open Subtitles | الا تعرف ان فأل سيئ للعريس ان يرى عروسته قبل الزفاف |
Sanırım seni gelini olacak insanla özdeşleştirmiş. | Open Subtitles | لابد أنه يتصوره أنت كما يراني أني عروسته |
The custom curse the wontals gelini düğününe getirmek için | Open Subtitles | لقد دمرت مراكبنا و نريد أسطولا جديداً لإيصال الأمير إلى عروسته |
Ama yeni gelinin aslında kıskançlığı tarafından, tüketilmiş bir cadı olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | لكن عروسته الجديدة كانت ساحرة شريرة واحدة تتّصف بالغيرة. |
Ama yeni gelinin aslında kıskançlığı tarafından | Open Subtitles | لكن عروسته الجديدة كانت ساحرة شريرة |
Küçük zevcesini tek başına bırakıp, Londra'ya gittiğini duydum. | Open Subtitles | "سمعت أنه ذهب إلى "لندن وترك عروسته الصغيرة بمفردها |
Şimdi hepimiz yürümeyi kesip, bu genç adamın gelinini öpmesini izleyelim. | Open Subtitles | الآن دعونا كلنا نتوقف عن المشي ولنشاهد هذا الشاب يقبل عروسته |
Sana yardım etmeyi ancak onun vampir peri gelini olursam kabul edecektir. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة التي سيوافق بها على مساعدتك هي ان اوافق على ان اصبح عروسته الجنية مصاصة الدماء |
İsa kendi gelini, kiliseyi, sevdi. | Open Subtitles | المسيح أحب عروسته التي هي الكنيسة |
Beni gelini olarak alsın diye | Open Subtitles | كي يأخذني لأكون عروسته |
Sen de gelini ortadan kaybolmuş bir adamsın. | Open Subtitles | وأنت رجل قد إختفت عروسته فقط |
An Bai'yi, oğullarının gelini yapmaya kararlılar. | Open Subtitles | إنهما عازمان على جعل (آن باي) عروسته |
Sean'ın gelini sensin. | Open Subtitles | أنتِ عروسته |
- Gob gelinin önünde yani onun önünde... | Open Subtitles | أمام عروسته .. |
Küçük zevcesini tek başına bırakıp, Londra'ya gittiğini duydum. | Open Subtitles | أنه بخير , شكراً لك "سمعت أنه ذهب إلى "لندن وترك عروسته الصغيرة بمفردها |
O halde büyük ihtimalle gelinini uzun bir balayına götürecektir. | Open Subtitles | لذا سيصطحب عروسته لقضاء شهر العسل |