"عشاءاً" - Translation from Arabic to Turkish

    • yemeği
        
    • yemeğe
        
    • Yemek
        
    • yemekti
        
    Sue, çocuğun canını sıkmayı bırakıp yemeği masaya koyar mısın? Open Subtitles سو، هَلْ تَتْركُ تَجْويف هذا الطفلِ ويَضِعُ عشاءاً على المنضدةِ؟
    Bana iyi bir akşam yemeği ayarlayacaksın,tamam mı? Open Subtitles أعدّ لي عشاءاً شهيّاً، هلاّ تفعل؟ وبعض النبيذ.
    yemeğe birazdan geçeriz umarım. Open Subtitles الله، انا يَتمنّى بأنّهم يُقدّمونَ عشاءاً قريباً.
    Daha yemeğe başlamamıştık ki, yatalım dedin. Open Subtitles نحن بالكاد بَدأَ عشاءاً عندما إقترحتَ نَنَامُ سوية.
    Soyundum, sadece önlük ve yüksek topuklu ayakkabıyla Yemek servisi yaptım. Open Subtitles خَدمتُ عشاءاً الذي يَلْبسُ لا شيءَ لكن كعوبَ الحذاء العاليةَ ومئزرَ.
    Ben de tarifleri kendileri tadabilsinler diye küçük bir Yemek vermeyi teklif ettim. Open Subtitles لذا ، اقترحت عليهم أن .. أعدّ لهم عشاءاً صغيراً لأجعلهم يتذوقون الطعام
    Acele ettiğim için kusura bakma. Nefis bir yemekti. Open Subtitles اسمعي، اعذريني على الخروج بسرعة كان عشاءاً رائعاً
    Gitmeliyim Bir saat içinde akşam yemeği var, ortalık karmakarışık Open Subtitles يجب أن أذهب، أمامي عشاءاً في غضون ساعة واحدة، وحالي في فوضى
    Neden gidip birkaç şey almıyorum da, güzel, romantik bir akşam yemeği yemiyoruz? Open Subtitles سأذهب لشراء بعض البقالة لأعد عشاءاً شاعرياً
    Sonra birlikte güzel bir akşam yemeği yer ve ben uzaklardayken gördüğüm şeyler hakkında konuşuruz. Open Subtitles ثم نتناول عشاءاً مدهشاً ونتحدث عن الأشياء التي فعلتها والأشياء التي رأيتها عندما كنت بعيداً
    Tayland yemeği getirdim. Sevdiğini sanıyordum. Open Subtitles أوصل عشاءاً تايلاندياً ، ظننت أنكِ تحبينه
    Pekâlâ, ona güzel bir akşam yemeği pişireceğim ve bu sayede yarın eve döndüğünde, onu kullanmadığımı bilecek. Open Subtitles حسناً، أنا سأطبخ لها عشاءاً و بهذه الطريقة عندما تعود لموطنها في الغد ستعرف أنني لم أستغلها
    Bu gece kutlama için beni yemeğe götürmene izin vermeyi düşünüyorum. Open Subtitles لقد كُنت أُفكر سوف أدعك الليلة تأخذني إلى عشاءاً للأحتفال
    Genelde yemeğe çıkmadan vermem ama neyse. Open Subtitles بالعادة، على السيّدة أن تشتري لي عشاءاً أوّلاً
    Her şey karşılıklıdır. Bir adam seni yemeğe çıkarıyorsa karşılığında sakso bekliyordur. Open Subtitles كل شيء قابل للمقايضة.الشاب يشتري لكِ عشاءاً منتظراً منكِ مداعبةً.
    Seni muhteşem bir yemeğe götüreceğim. Open Subtitles سآخذك إلى عشاءاً رائعاً
    Görünüşe göre maktul dün gece romantik bir Yemek yemiş. Open Subtitles يبدو أنّ ضحيتنا تناولت عشاءاً رومانسياً صغيراً في ليلتها الأخيرة.
    Demin annene, onlar için küçük bir Yemek vermesini önerdim. Open Subtitles لقد كنت أقترح لتوى على أمك أن تقيم عشاءاً صغيراً لهما لمن ؟
    Al. Sana harika bir Yemek getirdim. Domates suyu kokteyli. Open Subtitles لقد أحضرت لك عشاءاً لذيذاً كوكتيل عصير الطماطم
    Harika bir yemekti. Open Subtitles لقد كان عشاءاً رائعاً
    Harika bir yemekti Bayan Biggs. Open Subtitles (كان هذا عشاءاً رائعاً يا سيدة (بيجز

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more