Kofi Annan 11 Eylül sabahı beni basın toplantısı yapmak için çağırdı. | TED | ودعاني كوفي عنان في صباح الحادي عشر من سبتمبر لاجراء مؤتمر صحفي |
19 Eylül 1992'de, Carine McCandless ağabeyinin külleriyle beraber Alaska'dan güney sahiline uçtu. | Open Subtitles | في التاسع عشر من سبتمبر 1992, كارين ماكاندليس طارت و معها رماد اخيها |
11 Eylül 2001 sabahı oğlumun dünya ticaret merkezinde olduğunu öğrendim | TED | لقد عرفت ان ابني كان في مركز التجارة العالمي في صباح الحادي عشر من سبتمبر 2001 |
Bence, hatırlanması gereken şey 11 Eylül. | TED | والمسألة ، في إعتقادي ، مثل الحادي عشر من سبتمبر. |
Afganistan'a girdi 11 Eylül'ün ardından Pakistan çekildi ve Kabil Taliban ve mücahitlerin denetimine girdi | Open Subtitles | للقتال بجانب طالبان بعد الحادي عشر من سبتمبر الباكستان تخلت عن طالبان وتحالف مجاهدي الشمال سيطروا على كابول |
11 Eylül'den sonra, ulusal güvenlik konusundaki önemli hikâyelerin neredeyse tamamı gazetecilere gelen bir ihbarla yazılmıştır. | TED | تقريباً ومنذ احداث الحادي عشر من سبتمبر كل قصة هامة حول الأمن القومي كانت نتائج لفضح الفساد عن طريق الصحافة والاعلام. |
Amerikalı olmak için attığım resmi adımdan kısa bir süre sonra, 11 Eylül 2001 saldırıları, yıllarca sürecek göçmenlik durumunu değiştirdi. | TED | وبعد فترة قصيرة من أخذي لهذه الخطوة الرسمية لأصبح أمريكية، هجمات الحادي عشر من سبتمبر 2001 غيرت مشهد الهجرة لعقود قادمة. |
Dan Rather: Dünya Ticaret Merkezine 11 Eylül'de yapılan saldırıdan beri birçok insan New York şehir merkezine 6.5 hektarlık mezarlığı görmeye ve hürmetlerini göstermek için akın ettiler. | TED | دان راذر: منذ هجوم الحادي عشر من سبتمبر على مركز التجارة العالمي، توافد العديد من الأشخاص إلى وسط مدينة نيويورك لرؤية و تقديم العزاء لمقبرة تبلغ مساحتها 16 فدان |
11 Eylül'den bu yana topluluklarımıza karşı olan nefret suçları zirveye ulaştı. | TED | كانت جرائم الكراهية ضد مجتمعاتنا في أعلى مستويات حدوثها منذ الحادي عشر من سبتمبر. |
Evet, telgrafı 14 Eylül'de Panama üzerinden aldık. | Open Subtitles | لقد تلقينا مكاملة دولية من بنما في الرابع عشر من سبتمبر |
Evet. "15 Eylül'de otelden ayrıldık ve Patrick bizi veda barbeküsü için evine götürdü". | Open Subtitles | وفي الخامس عشر من سبتمبر دفعنا مستحقات الفندق، وأخذنا باتريك إلي بيته رسمياً للرحيل، وبشكل غير رسمي لإقامة حفلة شواء |
Oğlunuzun, 19 Eylül'de stadyumda öldürüldüğünü sanıyor. | Open Subtitles | وهو يعتقد أن أبنك قد أعُدم في الاستاد الوطني في التاسع عشر من سبتمبر |
11 Eylül 1960'da, Dallas polisi tarafından çekilmiş... sizi, 18 yaşından küçük bir kızla, bir motel odasında görüntüleyen... çok ilginç fotoğraflar var elimde. | Open Subtitles | لدي بعض الصور المثيرة لك مع فتاة قاصر أخذت بواسطة شرطة دالاس في موتيل في الحادي عشر من سبتمبر 1960 |
11 Eylül olayı tüm dünyayı etkiledi. | Open Subtitles | احداث الحادى عشر من سبتمبر غيرت العالم ككل |
11 Eylül göstermiştik ki, Müslüman olmayanlar ve diğer inançlarla diyalog gereklidir. | Open Subtitles | أحداث الحادى عشر من سبتمبر أظهرت الحاجة للحوار مع غير المسلمين |
Böylece 15 Eylül 1920 gece yarısında tel yeniden bağlandı. | Open Subtitles | ولذا في منتصف ليلة الخامس عشر من سبتمبر عام 1920 السلك رُبط ثانيةً |
Bunlara rağmen 13 Eylül gecesi Başkan, Suudi elçisiyle yemekteydi. | Open Subtitles | هنا كان السفير السعودى يتعشى بصورة غير رسمية مع الرئيس في الثالث عشر من سبتمبر |
11 Eylül'den sonra dünya değişti. | Open Subtitles | العالم قد تغير بعد الـحادى عشر من سبتمبر |
Ama inanırlarsa yeni 11 Eylül planlarını öğrenirim. | Open Subtitles | نعم، حتى إن فعلوا ربما أعلم ما الذي يخططون له في المرة القادمة بعد الحادي عشر من سبتمبر |
Ve 11 Eylül'ün ardından, çok şey öğrendik. | Open Subtitles | وبعد الحادي عشر من سبتمبر كان يجب علينا الاسراع |
Brian, 11 Eylül'ün hiçbir şeyi değiştirmediğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | و الإنجراف خلف الجنون بعد أحداث الحادي عشر من سبتمبر بريان .. |