Gökadalar uzayda Rasgele serpiştirilmemişlerdir, öbeklenmeye çalışırlar. | TED | بل إن المجرات لا تنتشر في الفضاء عشوائيا ؛ ولكن تتجه إلى التجمع. |
Durusma simdi olursa... Rasgele bir yargçla çalsmak gerekecek. | Open Subtitles | ان استمرينا الآن، سنظطر ان نحاكم . . امام قاضي مختار عشوائيا. |
Ve efsaneye göre ve ben bu efsanenin doğruluğundan bile şüphe ediyorum 100 tanesini Rasgele seçmiş ve öldürtmüş ve bunu yapmasının başlıca sebebi Mobutu'nun bakış açısına göre azılı suçluların başları belada olduğunda onları koruyan bağlantıları var ve bu 1000 kişi içinden gelişigüzel seçilmiş 100 kişinin infazını gerçekleştirerek Mobutu şunu söylüyordu, "Bağlantılarınız hiçbir işe yaramaz. | Open Subtitles | 'وبعد ذلك تقول الاسطورة ، وأظن أسطورة بل قد تكون صحيحة ، 'انه 100 المتخذة عشوائيا وقتلوهم. 'والسبب كان بسيطة خاصة واحدة |
Hiç rastgele değil, belki de. Belki burada bir düzen var. | Open Subtitles | ربما يقصد انه ليس عشوائيا البته و كأنه هنالك نمط ما |
Bay Coglin, oğlunuz rastgele yaptığımız çekilişte büyük ödülümüzü kazandı. | Open Subtitles | سيد كولين , ابنك اختير عشوائيا ليكون فائزنا بالجائزة الكبري |
Chloe, Ya bu tesadüf değilse ? Ya hepimizin burda olmasıyla ...? | Open Subtitles | ماذا ان لم يكن هذا ليس عشوائيا , فماذا ان كنا هنا لسبب ما ؟ |
Yılan muhafızlarının başı onu bir kadın kalabalığının içinden seçti, Rasgele, gerçekten. | Open Subtitles | رئيس الحرس اختارها من حشد نساء اخرين، عشوائيا |
Aşırı nüfusu azaltmak için hükümet, Rasgele seçim yaparak mahkûmların bir kısmını vatandaşların evine yollayacağını açıkladı. | Open Subtitles | في محاولة لتخفيف الازدحام أعلنت الحكومة اليوم أن اختيارا عشوائيا من الأسر الأمريكية ستُطلب لاستضافة المساجين في منازلهم |
Rasgele birinin evinize girip oğlunuzun odasında domuz kestiğini mi söylüyorsunuz bize? | Open Subtitles | انت تخبريننا ان شخصا عشوائيا ما قد اقتحم منزلك ليقوم بتشريح خنزير في غرفة نوم ابنك؟ |
- Rasgele birşeyler sallayın. | Open Subtitles | كذلك ، أنها تغذي الكلمات عشوائيا. |
Onlar hata yapmazlar. Rasgele iş yapmazlar. | Open Subtitles | انه لا يخطي، انه لا يتصرف عشوائيا. |
Henüz bilemiyorum. Hastalıklar Rasgele çıkıyor. | Open Subtitles | لا أعلم بعد، لكن نمط المرض يبدو عشوائيا |
Fikir aslında oldukça basit: insanları rastgele seçiyoruz ve onları parlementoya koyuyoruz. | TED | والفكرة في الواقع بسيطة جدا: نختار عشوائيا أشخاصًا ونضعهم في البرلمان. |
Eski Atinalılar, siyasi makamlarının büyük çoğunluğunu doldurmak için vatandaşları rastgele seçti. | TED | الأثينيون القدماء يختارون المواطنين عشوائيا للقيام بأغلب المهام السياسية. |
rastgele olarak aramak samanda gözü bağlı bir şekilde beyzbol eldivenleriyle iğne aramakla eşdeğerdir. | TED | إيجادها عشوائيا سيكون مرادفا للعثور على إبرة في كومة قش، معصوب العينين ومرتديا قفازات البيسبول. |
Ve onları en başta rastgele ayrıcalıklı konuma getiren yazı tura olayı da dahil, bu gibi farklı olgulara karşı gittikçe umursamaz oldular. | TED | وأصبحوا أقل تفهماً لكل الميزات المختلفة للوضع، بما في ذلك نقر العملة المعدنية الذي أوصلهم عشوائيا إلى تلك المكانة المتميزة في المقام الأول. |
Dediğim gibi bunlar rastgele haber başlıklarından seçilmiş iki basit örnek. | TED | الآن، كما أقول، هذان مثالان فقط مستوحيان عشوائيا من الأخبار. |
Bu yüzden, laboratuvarımda, rastgele seçilmiş birçok dünyalar ve bu dünyalardaki kaynaklar için mücadele edecek organizmalarla dolu yüzbinlerce evrim benzetimi gerçekleştirdik. | TED | لذلك، وفي مختبري أجرينا مئات الألوف من محاكاة ألعاب التطور بإستخدام العديد من عوالم مختارة عشوائيا ومخلوقات تتنافس على موارد هذه العوالم |
Kadınları kandırmakla uğraşmayı bırakacak ve gelişigüzel saldırmaya başlayacak. | Open Subtitles | سيتخلى عن خدعته ويبدأ بخطف النساء عشوائيا |
Evren tamamen gelişigüzel bir şekilde işliyor. | Open Subtitles | هذا الكون عشوائي تماماً. الجسيمات المتصادمة عشوائيا. |
Ajan, gördüklerim ve gerçekleşenler tesadüf olamaz. | Open Subtitles | حضرة العميل , مارايت وماحدث , لم يكن عشوائيا |
Pekâlâ, zanlı kurbanları rast gele seçiyor, onları uyuşturuyor ve kanlarını boşaltıyor. | Open Subtitles | حسنا اذن لدينا جانٍ يختار ضحاياه عشوائيا يخدرهم,و من ثم يأخذ دمائهم |