Bir çok insanın arasındayken biraz gergin oluyordum ve bazen panik atak geçiriyordum. | Open Subtitles | عندما أكون وسط الكثير من الأشخاص أصبح عصبى قليلاً وأحياناً أقوم بمهاجمة الأشخاص |
Bayan Simmons. Son zamanlarda çok gergin olduğunuz belli. | Open Subtitles | أعتقد أنكِ كنتِ تعانى من ضغط عصبى كبير مؤخراً |
Kadın onu terkederse bundan dolayı kendini o kadar kötü hissedecektir ki... sinir krizi geçirip, kafayı üşütecektir. | Open Subtitles | إذا تركته ، فإنها ستشعر بالسوء حيال ذلك حتى أنها ستصاب بإنهيار عصبى و تصاب بالجنون |
- Evet, bayım. Birkaç gün önce bir olay oldu. sinir bozukluğu dediler. | Open Subtitles | وقعت حادثة منذ أيام قليلة قالوا أنه انهيار عصبى |
Watson beni anlayacak kadar iyi tanıdığın için, hiç bir şekilde sinirli birisi olmadığımı da bilirsin. | Open Subtitles | اظن انك تعرفنى جيدا يا واطسون لتفهم اننى رجل عصبى على الاطلاق. |
Bugün biraz gerginim, bu yüzden bana karşı hassas ol. | Open Subtitles | أنا عصبى اليوم لذا يجب أن تكونوا حريصين معى |
Anne, bu hayatımın en önemli kararını vereceğim günü... ve senden 1 saat istiyorum-- Büyük olaylar olmadan sadece 1 saat... sinirsel bozukluklar olmadan ve Meryl Streep tripleri yapmadan- | Open Subtitles | أمى , هذا أكثر يوم حاسم فى حياتى ـ ـ وكل ما أطلبه هو مجرد ساعه مجرد ساعه هادئه بدون انهيار عصبى وانطباعات سيئه |
gergin olduğun sürenin yarısında çıldırmış gibiydin. | Open Subtitles | حسنا , أنت تبدين هلعه من أن تحصلى على أنهيار عصبى معظم الوقت |
gergin olabilirdim, ama sadece sinirliyim. | Open Subtitles | يمكننى أن أكون عصبى و لكننى فقط غاضب |
Miguel birazcık gergin. Bu işlerde yeni. | Open Subtitles | أنه عصبى قليلاً ، فهو جديد فى هذا |
Testler sırasında biraz gergin olurum da. | Open Subtitles | أنا عصبى أثناء الإختبار |
Yarın için gergin misin ? | Open Subtitles | هل أنت عصبى حول الغد ؟ |
Bunun için sinirleri bu kadar gergin... | Open Subtitles | ولهذا أيضاً هو شخص عصبى |
Boeing'tekilerle konuşmaya sinir oluyor. | Open Subtitles | إنه عصبى وللايريد التحذث مع رجال شركة بيونج |
Çalmak için sinirlerin var... ve sinir sistemim çocukluğumdan bu yana iyiydi... | Open Subtitles | يجب ان يكون لديك اعصاب من الفولاذ .. ولدى نظام عصبى |
Ayrıca, cumayı şimdi iptal edersek, annem sinir krizi geçirecektir. | Open Subtitles | بجانب، اذا ألغينا حفلة ليلة الجمعة الآن، ستُصاب أمى بإنهيار عصبى |
Alec'in bir şeyi yok. Şu sıralarda bir sinir krizi yaşıyor. | Open Subtitles | اوه, انه على مايرام انه فقط تعرض لانهيار عصبى |
Bu bir erkeği her zaman sinirli yapar. | Open Subtitles | أعتقد أن ذلك هو ما يجعل الرجل . عصبى بعض الشئ |
İki elini de direksiyona koy. Ben sinirli bir yolcuyumdur. | Open Subtitles | يديك على عجلة القيادة ، سيد جونز أنا مسافر عصبى جدا |
gerginim kusura bakma pek senin gibi bebeklerle takılmam | Open Subtitles | أعتذر ، أذا كنت عصبى بعض الشىء ، فلست معتاد أن أكون برفقة طفلة مثلك. |
Özür dilerim. Ben sadece... Yolculuktan önce çok gerginim. | Open Subtitles | أنا آسف و لكنى أصبح عصبى قبل الرحيل |
Bu parçanın büyüklüğü, yeni bir sinirsel ileticiyiyle kaynaşıp kaynaşamayacağına karar vermeye yardım ediyor. | Open Subtitles | حجم ذلك الجزء من المخ يساعد على تحديد وجود أو عدم قدرتك على إندماج عصبى جديد |
Çok gerginsin Alex. | Open Subtitles | الكيس,انتى فى حالة ضغط عصبى شديد |