"عصير البرتقال" - Translation from Arabic to Turkish

    • portakal suyu
        
    • portakal suyunu
        
    • portakal suyunun
        
    • portakal suyuna
        
    • Portakal suyunuz
        
    • portakal suyundan
        
    • Portakal suyun
        
    • Portakal suyuyla
        
    • Portakal suyumuz
        
    Tadı, kaloriferin altında ekşimiş portakal suyu gibi olmadığı sürece sorun yok. Open Subtitles سأرضى بأي شيء لا يكون مذاقه مثل عصير البرتقال المخمّر تحت اشعاع.
    Günaydın, efendim. Servise neyle başlamamı istersiniz? portakal suyu, kahve? Open Subtitles صباح الخير يا سيدى ماذا اقدم لك,عصير البرتقال او القهوه؟
    Şeker içerdiğinden dolayı portakal suyu içmesine bile izin vermiyor. Open Subtitles إنها لا تدعه حتى يشرب عصير البرتقال, بسبب محتوى السكريات
    Ve Aurora oyun oynamaya, küçük hedefi bulmaya ve istediği, aşerdiği portakal suyunu almaya devam etti. TED و أورورا كانت تواصل اللّعب، تواصل البحث عن الهدف الصغير و تتحصّل على عصير البرتقال الذي تريده بشدة.
    Dostum, içmiyorum. Sadece portakal suyu, dahi! Ne kadar içti o? Open Subtitles أنا لا أسكّر، إنه عصير البرتقال يا عبقرية ما مدى ثملها؟
    Bebeğim, hiç kimse portakal suyu içmek için bir eve girmez. Open Subtitles يا حبيبتي, لا أحد اقتحم منزلنا لكي يشرب عصير البرتقال خاصتنا
    Ve o sadece birini secmek zorunda çünkü sadece biri istedikleri portakal suyu ödülüne sahip. TED و عليه اختيار واحدة منها فقط، لأنّها هي التي تحمل المكافأة، عصير البرتقال الذي يرغب في الحصول عليه.
    Hemen birisi portakal suyu getirmeye gitti, başka birisi sosisli sandviç satınaldı, bir diğeri metro polisini çağırdı. TED وعلى الفور، ذهب أحدهم ليحضر عصير البرتقال وأحضر له شخص بعض النقانق، وأحضر شخص شرطي الأنفاق.
    Mesela, hiç mısır gevreğinize yanlışlıkla portakal suyu döktünüz mü? TED مثلًا، هل سبق لكم أن قمتم بسكب عصير البرتقال على حبوب الإفطار؟
    Kahvaltıda azıcık portakal suyu içti. Open Subtitles حتى أنها تناولت القليل من عصير البرتقال على الإفطار
    Domuz eti, soya fasulyesi, dondurulmuş portakal suyu. Open Subtitles لحوم الخنازير، فول الصويا عصير البرتقال المثلج
    Sonra, başka ürünler de var... donmuş portakal suyu...ve altın gibi. Open Subtitles وهناك منتجات أخرى مثل عصير البرتقال المثلج، والذهب
    Şampanya ve portakal suyu var, biraz mimoza kokteyli yapın. Open Subtitles هذه الشامبانيا وهذاك عصير البرتقال اصنعي منه مارموسا.
    Bol miktarda portakal suyu var, buyur iç. Open Subtitles هناك الكثير من عصير البرتقال هنا، ساعدي نفسك
    portakal suyu işe yaradı. İnsanların üstünde değil. Open Subtitles أظن عصير البرتقال فعال لكنه لا يشفي البشر
    Ben yalnızca kraliçeye portakal suyunu getiriyordum. Open Subtitles لقد أحضرت عصير البرتقال الى صاحبة الجلالة.
    portakal suyunu seversin. Yaşlılar senden hoşlanır. Open Subtitles أنتي تحبين عصير البرتقال كبار السن يحبونك
    portakal suyunu zamanında içmessen, hiç bir anlamı olmaz. Open Subtitles إذا لم تشربي عصير البرتقال وهو طازج فلا فائدة منه
    portakal suyunun neden patladığını çözdüm. Open Subtitles لقد عرفت لماذا قام عصير البرتقال بالأحتراق
    Evet, ama yemekten daha önemli... Aslında portakal suyuna bir şeyler ekledim. Open Subtitles أجل ، لكن الأهم من الطعام فقد أضفت شيء إلى عصير البرتقال
    Portakal suyunuz bitmiş o yüzden fanta kullandım. Open Subtitles لقد نفذ كل عصير البرتقال لذلك استخدمت البهجة المشمسة
    Bu seferlik... portakal suyundan vazgeçebilirim. Open Subtitles ... أعتقد يجب علينا أن نتنازل عن عصير البرتقال و لو مرة واحدة
    Suyun, Portakal suyun, kızılcık şerbetin var. Open Subtitles انت لم تلمس الماء ولا عصير البرتقال ماذا بك ؟ ماذا يجب ان افعل ؟
    Çıtır çıtır dürümde. Portakal suyuyla. Open Subtitles إنهم يخدمونه جيدا إنهم يسخنونها مع عصير البرتقال,تعرف ذلك
    Portakal suyumuz bitmek üzere... Open Subtitles لقد أوشك عصير البرتقال عندنا على النفاذ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more