Kene ısırıkları normalde anafilaktik şoka neden olmaz. | Open Subtitles | عضات القرادة لا تسبب عادة الأزمات الإعوارية |
Köpek ısırıkları tehlikelidir. Bir doktora göstermelisin. | Open Subtitles | عضات الكلاب خطيرة يجب أن تدع الطبيب يُلقي نظرةً عليها |
Omuzlarında ısırık izleri var, ayrıca dilinde de. | Open Subtitles | آثار عضات على كتفيها، وأيضاً على لسانها، |
Kanı kurutulmuştu ve boynunda birden çok ısırık izi vardı. | Open Subtitles | الدماء جفت من جسمه و هناك عدة عضات في أنحاء من رقبته |
Göğsündeki bu üç yuvarlak kırmızı iz, böcek ısırığı değil. | Open Subtitles | وهذه الدوائر الحمراء الثلاثة على صدره ليست عضات حشرات |
İnsan ısırığı ezilme yarası bırakır. Küt dişler ezer. | Open Subtitles | عضات البشر تسبب إصابات سحل طحن أسنان ثقيل |
İster inan ister inanma, yarasa ısırığı aynı sivrisinek ısırığına benzer. | Open Subtitles | حسنا , صدقي أو لا تصدقي , عضات البعوض و الخفافيش تتشابه الى حد كبير |
Konuğum, zombi ısırığından sonra sağ kalan tek insan. | Open Subtitles | ينضم الى الإنسان الوحيد الذى نجى من عضات الزومبى |
Cinayetin olduğu gün çekilen bu fotoğraflarda kollarında Galapagos iguanalarının ısırıklarına benzeyen bir çok yara izi gördüm. | Open Subtitles | و تلك الصور من يوم الجريمة لقد رأيت نُدب متعددة على ذراعيه مُتناسبة مع عضات الإغوانا |
Bunu yapmadığın için sağ ol. Sevgi ısırıkları kesinlikle normaldir. | Open Subtitles | . شكرا لك لعدم القيام بذلك . عضات الحب طبيعية تماما |
Yarasa ısırıkları çok küçük olurlar ve acımazlar. | Open Subtitles | ,أجل, عضات الخفافيش صغيرة جداً و بلا ألم |
Şimdi onların öldükten sonra culicidae familyasından böcek ısırıkları olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد الآن أنها عضات بعد الوفاة لنوع من الحشرات من عائلة البعوضيات |
Ve omuzlarındaki işaretler de kuş ısırıkları. | Open Subtitles | تلك العلامات على كتفيها هي عضات طير |
Bana sürekli ısırık izleri bırakmaya çalıştın, ki bunu da kimse sevmez. | Open Subtitles | أنت تواصل محاولة إعطائي عضات جنسية والتي لا يحبها أحد |
O kıyafetin altında ısırık izleri olma ihtimali nedir? | Open Subtitles | أنت لا تخفي أيّ عضات تحت ذلك اللباس، أليس كذلك؟ |
Savcı ayak bileğinde daha küçük ısırık izleri buldu. | Open Subtitles | كرونر وجد آثار عضات صغيرة فى القدم |
Ancak herkes çok çok ufak bir ısırık alırsa. | Open Subtitles | حقاً أني أخذ منها عضات صغيرة جداً |
Merkeze söyleyeyim hastanelere böcek ısırığı için giden olmuş mu baksınlar. | Open Subtitles | سأتصل بالإرسال وأجعلهم يتحققون من كل المستشفيات لرؤية هل قام أحد بعلاج عضات حشرات |
Bilirsin, önce kan ısırığı gelir sonra hastalık, sonra ölüm, sonra da çürüme. | Open Subtitles | تعلمين ، هناك عضات الدم المرض ، الموت ، التعفن |
Laura'nın boynunda ve omzunda bulunan farklı yaralar pençe izlerine ve bir şeyin ısırığına benziyor. | Open Subtitles | وُجدت جروح غريبة على عنق وكتف "لورا" تبدو كعلامات مخلب، عضات من نوع ما |
Evet, evet. Geçelim bunu. Denizanası ısırığından başka bir şey bulabildiniz mi? | Open Subtitles | إذاً هل وجدت أي شيء بخلاف عضات الهلام؟ |
LA 'deki acil servisler sadece ara ara olan yılan ısırıklarına yanıt vereblirler. | Open Subtitles | انا هنا مع عينات من عضات الثعابين |
Patlamış yaralar ve yumuşak dokudaki yırtılma hayvan ısırıklarını gösteriyor ama yüksek ihtimalle öldükten sonra olmuşlar. | Open Subtitles | جروح على شكل ثقوب وتمزق للنسيج الرخو، متلائمة مع عضات حيوان لكنها غالبًا جرّاء التشريح |