Efsaneye göre öyleymiş. Bir kurt adam ısırığı bir vampiri öldürebilirmiş. | Open Subtitles | تقول الأسطورة أنّ عضّة من مذؤوب يمكن أن تقتل مصّاص دماء |
Bu yüzden sıtma aslında tedavisi kolay olması gereken bir hastalık fakat hala bugün yüzbinlerce insan bir sivrisinek ısırığı yüzünden hayatını kaybetmeye devam ediyor. | TED | ولهذا من المفترض ألّا نواجه صعوبةً في حلّ مشكلة الملاريا ولكن، إلى يومنا هذا، لا يزال مئات الآلاف من الأشخاص يموتون من جراء عضّة بعوضة |
Örümcek ısırığı örümcek hastayı gerçekten ısırmadıysa hiçbir şeyi açıklamaz. | Open Subtitles | عضّة العنكبوت لا تفسّر أيّ شيء ما لم تكن المريضةُ قد تعرّضت لعضّة عنكبوت |
Kaplana uygun ısırık veya boğuşma belirtisi görünmüyor. | Open Subtitles | لا توجد أيّ مؤشرات على وجود عضّة نمر تقليديّة عبر الحلق أو مُقاومة خنق |
Başka türlü kurt ısırığından neredeyse öldü ölecek durumda olan bir vampiri nasıl sorguya çekeceksin? | Open Subtitles | فكيف بدونه ستقدر على استجواب مصّاص دماء هالك إثر عضّة مذؤوب؟ |
Kurt adam ısırığının bir vampiri öldürebileceğinin farkındasın değil mi? | Open Subtitles | إنّك على دراية بأنّ عضّة المذؤوب قاتلة لمصّاص الدماء، صحيح؟ |
Örümcek ısırığı etkisini gösterdi. | Open Subtitles | لقد بدأ مفعول عضّة العنكبوت يسري في عروقي |
Sırf senin acından kendimi uzak tutmak için. Hadi ama bu basit bir kurt ısırığı. | Open Subtitles | لكيلا تضعيني في حالة بؤسكِ بربّك، إنّها مجرّد عضّة مذؤوب صغيرة |
Kurt ısırığı bir tür enfeksiyon başlatmış. Kötüye gidiyor. | Open Subtitles | تسبّب عضّة المذؤوب نوع من العدوى الأمور تزداد سوءاً |
Kurt adamın sadece bir ısırığı vampirleri öldürmeye yeterlidir o yüzden onun arkadaşı olma. Anladın mı beni? | Open Subtitles | عضّة المذؤوب كفيلة بقتل مصّاص الدماء، لذا إيّاكِ و صداقته، أوَتفهمينني؟ |
Kurt adamların bir ısırığı bile vampirleri alaşağı etmeye yeter. O yüzden onun arkadaşı olma. Beni anlıyor musun? | Open Subtitles | عضّة المذؤوب كفيلة بقتل مصّاص الدماء، لذا إيّاكِ و صداقته، مفهوم؟ |
Ölümcül kurt adam ısırığı. | Open Subtitles | عضّة المذؤوب تسبب موتاً حتمياً لمصّاص الدماء. |
Hâlâ o minicik kurt adam ısırığı yüzünden kızgın olduğunu söyleme bana. | Open Subtitles | أما زلت غاضبًا من عضّة المذؤوب السامة التي أمنيتك بها؟ |
Bütün vücudunda ısırık izleri vardı. | Open Subtitles | كان هُناك آثار عضّة على جميع أنحار الجِسم. |
Meğer fazla uzağa kaçmamış. Deşici kardeşin 60'lı yıllarda onun boyun zarından büyük bir ısırık almış. | Open Subtitles | أخوك قاطع الرؤوس عضّها عضّة كبيرة في غشاء رقبتها النسيجيّ بالستينيّات. |
Hayır, adam kurt adam ısırığından ölüyor. 2 tane hastaneden kan çalacak vakti olmamıştır. | Open Subtitles | لا، إنّه يحتضر إثر عضّة مذؤوب، ولا يمكن أنّ الوقت وسعه لسرقة كلا المستشفتين |
Türünüzün bir ısırığının bir köken vampir için ölümcül olduğu âşikar. | Open Subtitles | طبعًا عضّة منكم لن تقتل مصّاص دماء أصليّ. |
Kesin olarak kurt ısırığını iyileştireceğini bildiğim tek şey. | Open Subtitles | إنّه الشيء حسب علمي الكفيل بعلاج عضّة مذؤوب. |
- Köpekbalığı ısırdı! - Ne yapıyorsun? | Open Subtitles | عضّة قرش - ما الذي تفعله ؟ |
Kurt ısırığına ne dersin, seni küçük, psikopat sürtük? | Open Subtitles | ما رأيك في عضّة مذؤوبة أيّتها الفاجرة المختلّة؟ |
Bay Nicholas'ın sol baldırındaki köpek ısırığı aynı ölçü ve cinsteki bir köpeğin ısırığıyla eşleşiyordu. | Open Subtitles | عضة الكلب على بطن ساق اليسرى للسيد-نيكولاس- متوافقة مع عضّة كلب آخر بنفس الحجم والنوع |
Bir ısırıkta dalarsın düşlere. | Open Subtitles | يجب عليك أن تطلق العنان لخيالك لأجل عضّة |