"عطلان" - Translation from Arabic to Turkish

    • bozuk
        
    • bozuldu
        
    • çalışmıyor
        
    • harap olmuştu
        
    Makine bozuk açmak zorundasın. Open Subtitles يجب أن نرد، المجيب الآلي عطلان إذا ردي أنتِ
    - bozuk zaten. Sue'nun bizi duymasını istemedim. Open Subtitles إنه عطلان بالتأكيد لكني لم أرغب أن تسمعنا سو
    - Radyatörüm bozuldu. Open Subtitles . الريداتير عطلان - !
    Bu bozuldu. Open Subtitles هذا عطلان
    Yani, plastik poşet "parkmetre çalışmıyor." TED أعني ، كيس تسوق يعني "عدّاد موقف سيارات عطلان".
    Hayır efendim, söylediğim gibi, radyo harap olmuştu. Bağırmak sadece düşman ateşini üzerimize çekiyordu. Open Subtitles كلا سيدي وكما قلت بأن الراديو كان عطلان كان يصيح حتى يسترعي انتباه العدو
    Çamaşırhanede bozuk bir kurutma makinesi var. Open Subtitles . هناك مجفف عطلان في غرفة الغسيل
    bozuk değil miymiş? Open Subtitles الهاتف ليس عطلان ؟
    Acil yardım telefonu bozuk, ve telsizim çekmiyor, bu yüzden... beni duyabiliyorsan, yardım çağır. Open Subtitles هاتف الطواريء عطلان, و جهاز الإرسال الخاص بي لا يلتقط أي موجة, لذا... إن كنت تسمعني, فأطلب لي المساعدة!
    Çok yazık. bozuk. Open Subtitles للأسف أنه عطلان
    Ama fırınımız bozuk. Open Subtitles لكن فرننا عطلان
    Ne yazık ki şofben çalışmıyor. Open Subtitles أخشى ان... ا السخان عطلان, لذا, لو اردت ماءا ساخنا,
    Bak şimdi, Brittany, ağaçtaki ışıklardan biri çalışmıyor. Open Subtitles كما ترين يا (بريتني), أحد الأضواء على الشجرة عطلان
    Hayır efendim, söylediğim gibi, radyo harap olmuştu. Bağırmak sadece düşman ateşini üzerimize çekiyordu. Open Subtitles كلا سيدي وكما قلت بأن الراديو كان عطلان كان يصيح حتى يسترعي انتباه العدو

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more