Bunu haftanın her günü yapıyorum. Pazartesi hariç. O gün tatil günüm. | Open Subtitles | انا افعل ذلك كل يوم ما عدا يوم الإثنين فهو عطلتي الأسبوعية |
tatilimi berbat ediyorsun. Sana kalkmanı söylemedim mi? | Open Subtitles | انت تخرب عطلتي والآن، اخبرتك بان تنهض، اليس كذلك ؟ |
Üç senedir ilk tatilim bu, ve her bir dakikasını sayılır yapacağım. | Open Subtitles | هذه عطلتي الأولى منذ 3 سنوات وأستفيد من كل دقيقة |
Yarın boş günüm ve bütün gün evin bana kalmasının keyfini çıkaracağım. | Open Subtitles | غدا يوم عطلتي وأنا سعيد أن يكون منزلي لي لوحدي |
çarşamba günü beni beklediğini, çarşamba izin günüm efendim, ve film izlemeye gideceğimizi yazmıştı. | Open Subtitles | وقالت أنها تترقب حضوري يوم الأربعاء، يوم عطلتي وأننا سنذهب إلى السينما |
tatil iznim var, son 30'umu birkaç içinde dolduracağım. | Open Subtitles | تعلم أنه ما تزال لديّ عطلتي وسأتم 30 سنة خدمة بعد شهرين |
Bakın, Şükran günü en sevdiğim tatil, çünkü insanlara neyden ötürü mutlu olduğumu söyleyebiliyorum. | Open Subtitles | انظر، عيد الشكر هو عطلتي المفضلة لأني اقول فيه للناس الذين احبهم عن مدى تقديري لهم |
Görev başındaki hâkim sizi geri çevirdi siz de tatil günümün içine etmek için buralara kadar gelmeye karar verdiniz. | Open Subtitles | لقد رفضكما القاضي المناوب وقررتما قطع كل المسافة إلى هنا لٕافساد يوم عطلتي |
tatilimi berbat ediyorsun. Sana kalkmanı söylemedim mi? | Open Subtitles | انت تخرب عطلتي والآن، اخبرتك بان تنهض، اليس كذلك ؟ |
Demek son tatilimi Viyana'da geçirdiğime yazık olmuş. | Open Subtitles | لتَفكير أنا أهدرتُ عطلتي الأخيرة في فينا. |
Ama iş buraya gelince, benim tatilim sensin. | Open Subtitles | عندما يكون الأمر بخصوص هذا العمل، فأنت هي عطلتي. |
Sekiz haftalık, ücretli tatilim başlamıştı. | Open Subtitles | حان وقت عطلتي السنوية المدفوعة مدة 8 أسابيع |
Yarın da gelmeyecek, aslında boş günümdü. | Open Subtitles | هو لن يأتِ في الغد، والذي بالمناسبة هو يوم عطلتي.. |
Benimle buluştuğun için teşekkür ederim. Hem de boş günümde! Harika biriyim. | Open Subtitles | اشكرك على مقابلتك لي - هذا يوم عطلتي , واشعر بالبهجه - |
Bu benim tek izin günüm. Konuşan bir kız istiyorum. | Open Subtitles | هذا هو يوم عطلتي الوحيد , أريد فتاة متكلمة |
tatilimin ilk haftasından sonra e-postalarımı kontrol etmek için otelin iş merkezine uğradım. | TED | حوالي أسبوع من وقت عطلتي توقفت عند مركز أعمال الفندق لأتفقد بريدي الإلكتروني |
Şimdi, ikinizi de sevdiğimi biliyorsunuz, ...ama bugün Cumartesi ve benim izin günüm, ...bu nedenle sizi uzaktan sevmeyi tercih ediyorum. | Open Subtitles | الأن,تعرفان أنني أحبكما و لكنه يوم السبت و هو يوم عطلتي لذا أفضل أن أحبكما من بعد |
Hayatını kurtarıyorum çünkü yapılması gereken doğru şey bu, izinli günüm olsa da! | Open Subtitles | أنا أنقذ حياتك لأنه الفعل الصواب لفعل رغم أن هذا اليوم هو يوم عطلتي |
Artık hayalimdeki tatili gerçekten yapabilecektim. | Open Subtitles | الآن يمكنني أن أعيش حلم عطلتي. |
Hayır! 6 yıldan beri ilk kez tatile çıkıyorum. | Open Subtitles | لا, سآخذ عطلتي الأولى منذ ستّ سنوات. |
Benim tatilimde çok güzel geçti. | Open Subtitles | عطلتي كَانتْ عظيمةَ أيضاً. شكراً للسُؤال عنها. |
Eski bir arkadaşın aceleyle arayıp bir iş var dedi diye benim haftasonumu mehvediyorsun. | Open Subtitles | أنت تُحطم عطلتي الأسبوعية لأني بعمر الثلاثين ومنبه قديم مع عمل شركات كبرى تدعوك في ذعر |
Bu küçük serserinin hafta sonumu mahvetmesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن ادع ابن السافلة هذا يفسد لي عطلتي |
İşte bu yüzden cadılar bayramı, benim en sevdiğim bayramdır. | Open Subtitles | لهذا كان عيد القدّيسين عطلتي المفضّلة دائماً |
Önemli. Cumartesimi mahvetme zevkini neye borçluyum? | Open Subtitles | وما هو امرك المهم الذي سيخرب متعة عطلتي ؟ |