Çok eskiden birkaç küçük emlak işinde birlikteydik. Ama ortaklık söz konusu değildi. | Open Subtitles | كنا نقوم بعمليات عقارية صغيرة منذ سنوات عديدة,لم نكن أبداً شراكة |
Ticari bir emlak a yatırım yapmam istendi. | Open Subtitles | . أنا طلبت الإستثمار فى ملكية عقارية تجارية |
Ben ceza avukatı değilim. emlak avukatı gibi birşeyim. | Open Subtitles | إختصاصي ليس القضايا الجنائية، أنا مُحامية عقارية |
Ve bugün bu bölgeler, herkesin bir parçası olmak istediği, gayrimenkul için biçilmez kaftan. | TED | واليوم، أصبحت هذه الأراضي نقط جذب عقارية يريد الجميع قطعة منها. |
Her şey bittiğinde 5 trilyon dolarlık; emeklilk maaşı, gayrimenkul emeklilik sigortası, birikim ve bono gözden kayboldu. 8 milyon insan işini, 6 milyon ise evini kaybetti. | Open Subtitles | حينما انقشع الغبار عن الانهيار خمسة ترليون دولار في أموال التقاعد , قيمة عقارية 401 ألف من المدخرات , والسندات قد اختفت |
Michelle Watson, Buffalo'da bir hafta önce öldürülen bir emlakçı. | Open Subtitles | اسمها ميشيل واتسون وكيلة عقارية قتلت في بوفالو قبل اسبوع |
Kim 30 yıllık ipotek karşılığı krediyle ev aldı? | Open Subtitles | إحزرْي من يمتلك عقد ملكية عقارية لـ30 عـام؟ |
Bakın, telefonla konuşmak zorundayım çünkü ben bir emlakçıyım. | Open Subtitles | أنظر، يجب أن أتكلّم في هاتفي لأنّي عميلة عقارية. |
Şirketin umrunda değil emlak planlaması yaparsanız ya da onu petrol kuyusu gibi delersen. | Open Subtitles | لا نهتم إذا كنت تقوم بتخطيط ملكية عقارية أو تقوم بممارسة الجنس معها |
Hileli emlak anlaşmalarına odaklanmış bir özel birimdi. | Open Subtitles | لقد كانت فرقة عمل تركز على صفقات عقارية مزورة. |
Terfiler... İşini büyütenler... emlak anlaşmaları... | Open Subtitles | ترقيات وظيفية ، أزدهار تجارى ، صفقات عقارية |
Ama sanırım emlak anlaşması yapıyorlardı. | Open Subtitles | لكنّي أعتقد أنّه كان بينهما صفقة عقارية كبيرة |
Benden şu emlak işine yatırım yapmamı istemenle aile şirketimizin kapanışının | Open Subtitles | كيف تطلب مني الإستثمار في صفقات عقارية كأننا نوعًا ما نعمل سوية |
Düşüşte olan emlak piyasasında akıllıca bir yatırım yapmanın KAPIsını açmanın beş anahtarı: | Open Subtitles | اذن المفاتيح الخمسة للاستثمار بحكمة في سوق عقارية منخفضة هي |
Michael Scott'ın emlak versiyonu hayal et, işte o adam aynen öyleydi. | Open Subtitles | مثل نسخة عقارية من مايكل سكوت وهذا هو الرجل |
Ama sadece gayrimenkul anlaşmasının güneye gittiğini, endişelenmemem gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | أنها صفقة عقارية أفسدت ولا داعي للقلق عليها |
Bayan Bloom, 2008'de şu gencin vurulduğu mesken de dahil bir çok projenin gayrimenkul müteahhididir. | Open Subtitles | هي مطورة عقارية حقيقية التي تشمل العديد من المشاريع .. من ضمنها المسكن حيث قُتل ذاك المراهق في عام 2008 |
Bir gayrimenkul balonu oluşturuyorsunuz ve bunun sadece Sue'ya faydası olacak, tüm tarafsız bölgeyi sudan ucuza alacak alacak. | Open Subtitles | أنت تخلق أزمة عقارية "و الشخص الوحيد المستفيد هو "سو التي ستشتري كل الأراضي المحايدة |
Para biriktirdim ve bir gayrimenkul fırsatı arıyorum. | Open Subtitles | وفرت المال وأنا أبحثُ عن فرصة عقارية |
Ya bir doktor olacak, ya da bir emlakçı. | Open Subtitles | وأعقد عليها آمال الكبيرة هي ستصبح طبيبة أو سمسارة عقارية |
Hayır, bir emlakçı. Bunların hiçbir anlamı yok. | Open Subtitles | لا، لا، إنه مندوب مبيعات عقارية فى شركة لا يوجد أى منطق لما يفعلونه |
Yüksek risk faizli ipotek kredisinde artış, paket satışı gerçekten insanların canını sıkan şeylerdi. | Open Subtitles | قروض عقارية ثانوية مرتفعة أمور تؤذي الآخرين فعلاً |
Oh, ben emlakçıyım. | Open Subtitles | أنا وسيطة عقارية |