Evet, sıradan su, içine birkaç kaşık LSD katılmış sudan başka bir şey değil. | Open Subtitles | نعم, ماء عادي لم يُضف له شيء سوى بضعة ملاعق من عقاقير الهلوسة |
Bize 2 gram LSD ve birkaç şeker küpü gerek. Bir koşu. | Open Subtitles | إننا في حاجة لمزج ألفان ميلجرام من عقاقير الهلوسة.. |
Şu an hissettiklerin LSD'nin etkisinden öte geliyor. | Open Subtitles | ما تشعر به الآن، إنّها مجرّد آثار من عقاقير الهلوسة |
Bir şey daha: Daha önce LSD denedin mi? | Open Subtitles | شيء إضافي ، هل سبق لك تجربة عقاقير الهلوسة ؟ |
Peyote Kaktüsü bu. Bu meskalin diye bir psikedelik ilaçlardan birinin elde edildiği bitki. | TED | هي النبتة التي تستطيع صنع "مسكالين"، وهي نوع من عقاقير الهلوسة. |
Bu, 6 yıl boyunca LSD testlerini pozitif çıkaracak. | Open Subtitles | سيكون نتيجة اختبار تعاطي عقاقير الهلوسة إيجابياً منه لست سنوات |
LSD daha uzun sürebilir. | Open Subtitles | . لكنّ، آثار عقاقير الهلوسة ستأخذ وقتاً أطول |
Farkında olmadan askerler üzerinde LSD testinden kimyasal silaha kadar test yaptılar. | Open Subtitles | يستخدم جنود بغير قصد لإختبار كل شيء من عقاقير الهلوسة إلى الأسلحة الكيميائية |
Yumurtalara LSD koyduk. | Open Subtitles | لقد وضعنا عقاقير الهلوسة في البيض |
LSD de bunlardan biriydi. | Open Subtitles | عقاقير الهلوسة كانت منتجات جانبية. |
"LSD'den Uçmuş FBI Ajanı" | Open Subtitles | "عميل فيدرالي يفقد عقله بسبب عقاقير الهلوسة" |
Bill, Larry'nin LSD şişelerini nerede sakladığı gösterdi. | Open Subtitles | (بيل) أراني أين يحتفظ (لاري) .. ببعض زجاجات عقاقير الهلوسة و |
McKim 1966'da meslektaşlarıyla birlikte yaptığı psikedelik ilaçların yaratıcılık üzerinde etkisini araştıran bir deney yayınladı. | TED | نشر "مكيم" بحثا عنها في عام 1966 حيث يصف تجربة قام بتنفيذها هو و زملائه ليختبروا تأثير عقاقير الهلوسة على التفكير الإبداعي. |