Büyük reis, Fransız komutan barış yapmıştı. Magua bunu bozdu. | Open Subtitles | إن الآباء الفرنسيين عقدوا السلام يا ساشيم وماجوا انتهكه |
Ram ve Leela, bir anlaşma yapmıştı, ama sen buna sadık kalmadın. | Open Subtitles | رام وليلا عقدوا اتفاقية ولكنكم لم تطبقوها |
Bazı yapımcılar oyunun şehirde oynanması için Cally ile anlaşma yapmıştı. | Open Subtitles | "بعض المنتجين عقدوا اتفاقاً مع "كالي ليعرضوا المسرحية في المدينة |
Çünkü Ayaklanma'dan önce Merkez'le anlaşma yapmışlar. | Open Subtitles | وذلك لأنهم عقدوا صفقة مع المجلس قبل الانتفاضة |
Hakkında hiçbir şey bilmediğimiz anlaşmalar yapmışlar. | Open Subtitles | عقدوا إتفاقيات لا نعرف عنها شيء |
Sanırım bir çeşit evlilik öncesi anlaşma yapmışlar. | Open Subtitles | أظنهم عقدوا اتفاقاً بشأن ذلك. |
Gale ve Donnelly, Perez aleyhine ifade verip anlaşma yapmıştı. | Open Subtitles | الآن, "غيل" و "دونلي" عقدوا صفقة للشهاده ضد "بيريز". |
Onları yeni ve daha güçlü yapması için Harmonia ile bir anlaşma yapmışlar. | Open Subtitles | (لذا عقدوا صفقة مع (هارمونيا لتزيد من قوتهم |
Kara Phillip'in suretine bürünen şeytanla anlaşma yapmışlar. | Open Subtitles | عقدوا إتفاق مع الشيطان الذي هو في شكل (فيليب) الأسود. |
Amerikalılar, barış antlaşmasına aracılık ettiler, evet ama bazılarına göre, yönetimden çekilmesi karşılığında Tilki'yle onu savaş suçları için tutuklamayacakları yönünde gizli bir antlaşma yapmışlar. | Open Subtitles | أما الأمريكان فقد توسطوا حقاً باتفاقية السلام و لكن البعض يقول أنهم عقدوا اتفاقاً سرياً (مع (الثعلب بأنه إذا نزل عن السلطة فإنهم لن يعتقلوه لجرائم الحرب |
Tresidder Değirmeni ile anlaşma yapmışlar. | Open Subtitles | لقد عقدوا إتفاق مع مصحنة (تريسيدر) |