Kâseye sadece bir kutu dök ve su. | Open Subtitles | و إلا فإنه لن يعمل عندما تديره، تمام؟ تفتح علبة واحدة وتضعها في الإناء |
Hızlı bir tırmanış olacak, çiftli, ekip başına bir kutu. | Open Subtitles | سيكون تسلقاً سريعاً، يتألف كل فريق من اثنين، ومع كل فريق علبة واحدة. |
bir kutu fasulye alıp, doğruca eve geleceksin. | Open Subtitles | ومن ثم اشتري علبة واحدة من الفاصوليا وعد مباشرة إلى المنزل .. |
bir kutu dondurma ve bir kaşık buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت علبة واحدة من الآيس كريم وملعقة واحدة |
Çocuk acıkmış. bir kutu versek ölmeyiz. | Open Subtitles | ذاك الفتى جائع، يمكننا الاستغناء عن علبة واحدة |
İstesemm alırım ve evet alacağım. Bana bir kutu yaz. | Open Subtitles | أحجز لي علبة واحدة لا أكترث بما ستكون "إختيار البائع" |
bir kutu diş tozu. Hepsi bu kadar. | Open Subtitles | علبة واحدة من معجون الأسنان هذا كل شئ |
İki diş fırçası, bir saç fırçası, bir kutu vücut kremi, ...bir şişe karaciğer ilacı, ...bir tüp diş macunu, bir tıraş fırçası, bir paket tıraş bıçağı, ...bir şişe uyku hapı, bir tane burun spreyi, | Open Subtitles | فرشاتا أسنان، مشط واحد، قارورة واحدة من مرطب البشرة قارورة من حبوب الكبد معجون أسنان واحد، فرشاة حلاقة واحدة علبة واحدة من شفرات الحلاقة |
Tamam, sanırım bir kutu kalmış olmalıydı. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد أن هناك علبة واحدة متبقية. |
"bir kutu salça, üç çorba kaşığı zeytinyağı, | Open Subtitles | علبة واحدة من معجون الطماطم" "ثلاثة ملاعق طعام من زيت الزيتون |
Benim tercih ettiğim pişirme şeklinde ise... bir kutu mantar çorbasını... ve bir paket erişteyi alıyorsunuz. | Open Subtitles | ... طريقتي المفضلة أفتح علبة واحدة من شربة ... المشروم ومن ثم رزمة واحدة من معكرونة البيض |
bir kutu ya da hiç, bu materyal çok dayanıklıdır. | Open Subtitles | علبة واحدة أو لا هذه المادة منيعة |
bir kutu nane sakızı. | Open Subtitles | علبة واحدة من النعناع المعطر للتنفس |
Sadece bir kutu mu elma şırası vardı? | Open Subtitles | هناك علبة واحدة من عصير التفاح؟ |
Günde bir kutu konserve açacağız. | Open Subtitles | سنأكل علبة واحدة يومياً |